?>

Bilirkişilikte torpil dönüyor mu?

Recep Kavuş

1 hafta önce

Bu ülkede torpilin girmediği kurum hemen hemen kalmamış gibi...
Hac farizası için bile torpile başvuranlar var.

Böyle kutsal bir şey için torpil yoluna başvuruluyorsa, gerisini siz düşünün artık.

En adil olmayan kayırmacılığın ve adaletsizliğin adıdır torpildir.
Torpil, başkasının hakkını gasp etmektir.
Başkasının emeğini çalmaktır.

Liyakati ortadan kaldırmaktır.

Torpilsiz iş ve işlem hemen hemen hiç kalmadı.

En tarafsız ve adil kurumlar için bile torpil iddiaları var?

Ne kadar doğru, ne kadar yalan, bilmiyorum.

Ama iddiaya göre bilirkişi tayin etmede bile torpil dönüyormuş.

İddialara göre hep aynı kişiler bilirkişilik için keşiflere gönderiliyormuş.
Özellikle kamulaştırma ve arzı miras işlerinde uzlaşmazlık durumları için keşif amacı ile görevlendirilen uzmanların belirlenmesinde genelde aynı isimlerin olması kafalarda soru işaretlerine neden oluyor.
Hem kamuda çalışarak dolgun maaş alan hem birikişi belgesi olan bazı kişilerin neredeyse yıllık maaşları kadar keşiflerden para aldığı söyleniyor.

Özel ya da teknik alanda uzman olan bilirkişilerin yaptığı tek iş sahada gözlem yapıp görüşünü yazılı ya da sözlü olarak ilgili kuruma vermektir.

Mesai içerisinde bu işi yaptıkları için kurumlarında idari izinli sayılıyorlar.

Kendilerine genelde araç da tahsis ediliyor.

Dosyanın büyüklüğüne ve ayırdıkları gün sayısına göre de ücret alıyorlar. 
Büroda dosya üzerinde düzenlenen raporlarda kişi başına her rapor için en az 5.400 TL ücret alıyorlar.

Arazide ve iş sahalarında düzenlenen raporlarda, arazide geçen her gün için kişi başına 3.900 TL eklenmek üzere, her rapor için kişi başına en az 2.400 TL ücret alıyorlar.

Tabi keşfin uzaklığı ve benzeri durumlara göre ücret değişebiliyor.
Ne tesadüfmüş ki genelde keşif bedeli yeksek olan dosyaların, aynı kişilere çıktığı iddiası var.

Piyasada bu kadar çok uzman ve işsiz mühendis ve teknik eleman varken kamuda maaşı dolgun kişilerin keşiflere gönderilmesi bile başlı başına torpildir.

Bir keşif için bilirkişi gerekiyorsa, öncelikle sabit bir geliri olmayan ve kamuda çalışmayan kişilere öncelik verilmesi gerekir.
Ama gel gör ki bir tarafta kamu kurumlarında çalışıp, diğer bir taraftan da kendilerini farklı alanlarda bilirkişi belgeleri ile donatıp haftanın birkaç günü krediler için konutlarda keşif yapıp eksper raporu hazırlayanlar, sahaya gidip bilirkişi raporu hazırlayarak gelirlerine gelir katıyorlarmış.

İddialara göre düşük gelirli dosyalar rastgele dağıtılıyormuş, yüksek gelirli bilirkişi dosyaları ise aynı kişilere veriliyormuş.

Şayet iddialar doğruysa bilirkişi belirlenmesinde ciddi manada haksız kazançlar elde edenler var.
Demek ki her alanda olduğu gibi bu alanda da ciddi manada bir tekelleşme oluşmuş.

Bu tekelleşme sayesinde kamuda çalışıp birileri servetine servet katarken, birileri de düzenli bir işi olmadığından ve bilirkişi dosyalarından yeteri kadar pay almadığından dolayı yokluk çekiyor.

Bu iddiaların mutlaka araştırılıp soruşturulması gerekir.
Gerçekten bilirkişiler hep aynı isimlerden mi oluşuyor?
Bir ayırımcılık ve torpil söz konusu mudur?
Bilirkişi tayin etmede hangi kıstaslar uygulanıyor?

Bilirkişiler kurayla belirlenemez mi ya da düzenli bir  işi olmayanlardan tercih edilmez mi?

Bu soruların cevabı merak ediliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI