Dövizde dalgalanma olduğu zaman anlıyoruz ki bu durum, zammın habercisidir. Türk Lirası, Dolar ve Euro karşısında değer kaybetse de kazansan da bu durumun piyasaya yansıması genelde vatandaşın aleyhine oluyor. Yaklaşık bir yıldır dövizdeki genel dalgalanma, piyasayı allak bullak etmiş durumda. Bazı temel gıda maddelerinin fiyatı neredeyse iki katına çıktı. Bu durum en çok da ekonomik anlamda maddi durumu iyi olmayan aileleri etkiliyor. Fakir fukaranın geliri artmıyor ama gideri habire katlanıyor. Orta halli bir anne özelikle mama fiyatlarındaki artış nedeniyle ciddi zorluklar çektiklerini belirterek, bu soruna değinmemi istedi. Annenin iddiasına göre, bazı mama fiyatları bir senede 2 kattan fazla artmış. “Hadi ithal edilen bebe ürünlerinin fiyat artışını bir şekilde anlıyoruz” derken, Türkiye’de üretilen yerli mama, bez ve kişisel bakım ürünlerindeki fiyat artışının ise anormal olduğuna dikkat çekiyor. Kişisel nedenlerinden dolayı çocuklarına mama vermek zorunda kalan tüm anneler bu durumdan şikâyetçi. Tabi fiyat artışı sadece çocuk maması ile ilgili değil. Bebeklerin tüm ihtiyaçlarında aynı durum söz konusu. Bir bebeğin aylık ortalama giderlerine bir bakalım; Sadece mama masrafı tek başına 800–900 lirayı buluyormuş. Çocuk bezlerinin paketi aylık ortalama 80–100 lira tutarında. Şampuan gideri aylık ortalama 50 lira tutuyormuş. Islak mendil 24 adedi 160 lira. Göz damlası 100 lira. Bebek yağı 40 lira. Pişik kremi 65 lira Burun damlası 50 lira Doktor muayeneleri aşı ve ilaçlar 300 lira. Giysi 100 lira. Ek besinler 250 lira. Tabi öngörülmeyen giderler de oluyor. Anlayacağınız nereden bakarsanız bir bebeğin ihtiyaçları aylık olarak 2 bin lirayı buluyor. Bu şartlar anne ve babaları düşündürüp kaygılandırıyor. Tabi zamlar sadece bebek ihtiyaçlarını katlamıyor. Bütün gıda, giyim, araç, kira, ulaşım, bildiğimiz her şeye son zamanlarda sürekli zam yapılıyor. Fiyatı artmayan ürün ve hizmet kalmadı. Fiyatı arttırmayanların günahı da açık açık zam yapanlardan daha fazla. çünkü onlar gramajı indiriyorlar habire. Mesela daha önce 5 litre olan yemeklik yağın hem fiyatı uçtu hem litresi düştü. Yani vatandaş bu uygulamadan her anlamda çifte kazık yiyor. Bilinen markalar, bu zam oyununu daha çok yapıyor. Bunlara karşı yapılacak en iyi yaptırım, bu malları protesto edip, mallarını satın almamaktır. Karaborsanın ayyuka çıktığı 80’li yıllarda sadece iki üç çeşit yemeklik yağ vardı, 1-2 çeşit şeker vardı. Şimdi öyle değil. Her temel gıda maddesinin onlarca yüzlerce çeşidi bulunuyor. Giyimde ve diğer benzer ihtiyaçlarda da aynı şekilde. Bebek ihtiyaçlarında da aynı durum söz konusu. Her ne hikmetse bebek ürünü imal edenler bütün markalar sanki anlaşmışçasına fiyatlarına zam yapmış durumda. Bu yüzden bebekleri olan özellikle yoksul ve orta gelirliler, maddi olarak çok büyük sıkıntı yaşamakta. Ürünlerine peş peşe zam yapanlar, bari bebekler konusunda biraz insaflı davransın. Çünkü bebeklerin mamasından ve bakım ürünlerinden kısmak mümkün değildir. Umarım bana ulaşarak bu soruna değinmemi ve gündeme taşımamı isteyen annenin feryadı duyulur.