Ölümün her türlüsü, içimden bir şeyler koparıp götürür.
Yaş bakımından ölüm vakti gelmiş gelmemiş kimselerin ölüm haberleri ile daha fazla üzülür ve hazin bir duyguya kapılırım.
Baz ölümler var ki daha çok üzülmeme sebep olur.
En çok da geride örnek bir yaşam bırakanlara üzülürüm.
Tıpkı Danalı Köyü’nün Çobanı Abdulsamet Çiçek’in ölüm haberini aldığımda yaşadığım hüzün ve üzüntü gibi.
Gazetecilik mesleğimin ilk yıllarında onunla yolumuz kesişmişti.
Bugüne kadar kaç haberini yaptım, hatırlamıyorum.
En son yaptığım haberi ise yıkılmak üzere olan eviydi.
Yardım talep ediyordu.
7 kız çocuğu ve eşi ile yıkılmak üzere olan evi için yardım istiyordu.
Habere rağmen ne bir kurum ne bir hayırsever yardım etmemişti.
Birkaç arkadaş elimizden gelen katkıyı sunmuştuk, kimse oralı olmamıştı.
Zar zor evinin onarımını yaparak rahat bir nefes almıştı.
Sürekli görüşüyorduk.
Benim için bir gurur abidesiydi.
Tam 80 yıl çobanlık yapmış kimseye avuç çıkar ve menfaat için boyun eğmemişti.
Kul hakkı yememiş, para için servet peşine düşmemişti.
Gecesini gündüzüne katarak bir ömür buyu rızkını çobanlıktan çıkardı.
Değer verdiğim yaşamda iz bırakanların ardından mutlaka yazı yazarım.
Zengin, fakir, koltuk ve mevki sahibi ayırımı yapmadan içimden geldiği gibi yazarım.
Mevki makam sahibi, ağa, şeyh, zengin olması ve ya fakir olmasına değil, kim olursa olsun ölümü beni üzmüşse ardından bir yazı yazarım.
Belki başkası için bir çobanın ölümünün haber değeri olmayabilir ama benim için vardır.
Menfaatperest ve çıkarcı kesimler, sadece basın alanda değil her tarafta, ölümde bile ayırımcılık yaparlar.
Zengin, tanınmış biri öldüğünde cenaze töreninde, taziyede kuyruklar oluştururlar.
Bu dünyadan göç edip giden Çoban Abdulsamet’in cenaze töreninden çıkarcılar ve menfaatçilerin haberi bile olmaz.
Haberleri olsa bile umurlarında olmaz.
Siyasiler de aynen öyle.
Çünkü onlar için hatırı sayılır bir oy potansiyeli dahi yoktur.
Yaşamı boyunca büyük zorluklar çeken Abdulsamet, geride en küçüğü 9 yaşında 6 kız çocuğu ve çaresiz bir eş bıraktı.
Yardıma muhtaç bu ailenin acil desteğe ihtiyacı var.
Çünkü baba mesleğini devam ederek gelir elde edecek bir bireyleri de yok.
Köy yerinde derme çatma bir evden başka bu dünyada bir servetleri ve bir gelirleri de yok.
Bu aileye sahip çıkılması gerekir.
7 çocuk ve yaşlı bir anneye kalıcı bir gelir olması gerekir.
Gündelik nafaka ve yardımlarla bu aile geçinemez.
Hayırsever iş insanlarını ve kurum yetkililerine bu noktada önemli görevler düşüyor