15 Temmuz darbesinin hemen akabinde 18 Temmuz günü bir gazeteci arkadaşımız yazmıştı galiba;
Yazısında: Batman'da il müdürlerinin ekseriyeti .... falanca İş merkezine giderlerdi.
Ne vardı orada fetöcülerin toplantıları bu binada olurdu.
Bazı iş adamları ve Müdürler de oraya gider hesap verir, itaat eder, biat ederlerdi.
Bu kadar net.
Peki, 15 Temmuz sonrası ne oldu bu müdürlere...
Görevden mi alındılar.
İş adamları işlerinden mi oldular.
Kocaman bir hayır.
Hatta daha da muteber oldular ve yerlerine daha bir alımlı oturdular.
Yerel medyamız da bazen bu müdürlere ve iş adamlarına ilgili övgü dolu yazılarda okumuyor değiliz.
Her devrin adamları bunlar.
Dün fetöcü, bugün AK Partili, yarın CHP ve HDP'li...
Bu adamlar her kılığa girerler.
Eskiden Batman bu adamları fetöcü bilir,
vali bunları devletçi bilir.
Bu adamlar Nas süresindeki anlatılan indi şeytanlara benziyorlar.
Allah bizi cini ve özellikle indi şeytanlardan korusun.
Lakin bu adamlar olağanüstü zararlı bir parazitler.
Öyle her kılığa girmek, her fikre ve düşünceye angaje olmak öyle çok zor bir iştir.
Lakin bu adamlar için bir meslek.
En çok da valinin işi zor.
Bu adamları tanımıyor, cemaziyel evvellerini bilmiyor ama biz sizin cemaziyel evvelinizi biliriz.
İşte memleketin hali budur.
Fetö terör örgütüne itaat ve biat eden müdür koltuğunda oturmaya devam eder.
Sonra milletin gözlerinin içine baka baka fetö ile mücadeleden söz edilir.
Belki de tam da bu yüzden bu ülkede yaşamak çok zordur.
Bir de insan karakterli olmalı, ne ise öyle davranmalı ama nerede bizim Ali cenaplarında o asalet.
Onların tek dedi koltuklarında oturmak ve o koltuğu kaybetmemek.
Her türlü haksızlık ve dolandırıcılık, millete zulüm bu koltuklarda oluyor da öyle...
Bu bürokrat tabaksının en sevmediğim yönü:
"Biz bürokratız kimsenin adamı değiliz" demeleridir.
Perde arkasında neler neler ederler bir de böyle sıkma laflar ederler.
İstedikleri kadar kendilerini saklasınlar biz onların cemaziyel evvellerini biliriz.