Seçim üzerine konuşurken, bugünkü durum üzerine yorumlar yapıyoruz. Bazılarıysa yaptığımız yorumların tersini, kesin bir dille ifade ediyorlar!
Bu, yaptığımız tahminlerin isabetsizliğinden ya da tekzip edenlerin saflığından değil, dayanılan dağlara dayanıyor…
Realiteyi inkar edenler, gerçeği görmediklerinden ya da inkar ettiklerinden değil, bu durumu değiştirebileceklerine olan inançlarından konuşuyorlar!
Bunun için de ellerinden ne gelirse yapacaklar!
Birileri “gereken yapılacak, bu iş hallolacak” demiş!
Gereken derken, halk bir şekilde tahrik edilecek, damarına basılacak, gözleri karartılıp algıları yönlendirilecek!
Bunun da en kolay yolu, milliyetçilik ve mezhepçilik damarına basıp, ortaya biraz kan serpiştirmektir. Damarlar kabarıp, gözler karardı mı, sür eşeği Niğde’ye…
Aylar öncesinden bağırıyor çağırıyoruz, sizi tahrik edecekler, gaza getirecek, kanınızı dökecekler. Gaza gelip beklenen hareketi yaparsanız, onlara karşı değil, kendinize karşı eylem yapmış olur, ekmeklerine” yağ sürersiniz…
Bekledikleri hamle, onların amacına hizmet eder…
Biz genelde beklenen hamleleri yaparız!
Onlar da bunu bildikleri için net konuşuyorlar. Bunlar dinsiz imasız adamlar, amaca ulaşmak için her şeyi mubah görüyorlar. Gerekirse bayrak yakar, miting bombalar, aday vurur, polis veya askere halk tarattırırlar…
Yanlış anlaşılmasın, polis veya asker birilerinin oyuncağıdır demiyorum, ama içlerinde, birilerine hizmet edenlerde olabilir, dışarıdan birisine üniforma giydirilip onlara yıkma işi de!
Tam tersi olup, birilerine asker poliste tarttırılabilir…
Zaten toz dumana katıldıktan sonra, kurşunu sıkanın devlet görevlisi olup olmadığı, kime hizmet ettiği, amacının ne olduğu, en son tartışılan mevzular olurlar.
Duman dağılana kadar da amaç hasıl olur. Üç kişi suçlanıp beş kişi fişlenir. Ama atı alan Üsküdar’ı geçer…
Bunun için bu süreçte memleketin huzur ve menfaatini düşünen her parti, örgüt cemaat ve devlet önce kendini, sonra da karşısındaki ve yanındakini korumalıdır. Çünkü sana zarar vermek isteyenler başkasına zarar verip senin üstüne salacaklar. Sen saldırana saldırdığındaysa, ateşe benzin dökmüş olacaksın.
Hafta sonu basit bir eylemden 4 ölü 5 yaralı çıkardık bile! Bu nedir, neye hizmet etti, kim öldü, bir bakın. Bu durumun kime, ne faydası oldu?
Akıllı olalım ne yaptığımıza dikkat edelim. Kim bizi kullanıyor, kim bizi yönlendiriyor, kim bizim sinir uçlarımızla oynuyor…
Ben hiçbir şey yapmıyorum diye bilirsiniz ama kusura bakmayın, eğer sürekli elinizde sopa ile kapıda durup milleti tehdit ederseniz, birileri size bazı ihaleler kesecektir. Siz istemeseniz de size bazı işler yıkılacaktır.
Siz işin içinde olmasanız bile, gece karanlığında kafası yarılan birinin aklına ilk gelen sizler olacaksınız. Çünkü elinizde sopa, dilinizde tehditle siz potansiyel suçlusunuz.
Alet olmamak, itham edilmemek, töhmet altında kalmamak için herkesin, şiddet söylem ve eylemlerinden uzak kalması gerekir. Yoksa birileri yapar ve üzerinize yıkar. Millet birbirinin kanına girerken, asıl failler de sizi alkışlar…
Askerin, polisin, sivilin, siyasetçinin, bakkal, gazeteci, işçi, memur, öğrenci çoluk çocuk kimsenin burnunun kanamaması için eylem ve söylemlerimize dikkat edelim.
Duygularımızı ve çevremizi kontrol atında tutalım. Aksi halde bizi sevmeyenlere hizmet etmiş oluruz…
Melek yüzlü şeytanların ifşa olduğu yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…
Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgililer Sevgilisinin veladetinin seneyi devriyesini en kalbi duygularımla kutlarım...