Sayın Hatice Türkan;
Bu yazıyı yazmak için iyileşmeni bekliyordum.
Yatak döşek yatarken ve her zamandan daha gerilimliyken bu yazıyı okuyamayacağını biliyordum çünkü.
Telefonla geçmiş olsun dileklerimi iletirken öksürmekten konuşamadığına şahit oldum.
Bu süreçte hasta yatağında sana sevinesin, strese girmeyesin diye az manşetlik haber yollamadım.
Yani anlayacağın bu gün iyileşmişsen biraz da bana borçlusun.
Tekrar geçmiş olsun.
Sayın Türkan hazır iyileşmiş ve yataktan kalmışken müsaadenle bana hitaben gazetedeki köşende “senden milletvekili olmaz” yazından sonra ne tepkilerle karşılaştım onu bu yazıda değinmek istiyorum.
Her ne kadar ben yazıyı kendime yapılmış iltifat olarak okuduysam da ironiyi anlayamayanlar da oldu.
Çok olumlu olumsuz tepkiler geldi yazınızla ilgili bana.
Eminim size de gelmiştir.
Uzaklardan sesli bir mesaj yollayan okurlarımdan birinin tepkisine önce yer vermek istiyorum.
“Tüm siyasi partilerin aynı kefeye koyulmasını doğru bulmuyorum. Seçmeni de tercih ve beklentileri noktasında eleştirmede de aynı şekilde. Her parti seçmenin beklentisi bir değildir. Siyasete atılacak olanları da ayrıca cesaretlendirmek lazım. Sizin yazınızı okuyunca insan siyasetten soğuyor. Her siyasetçi elbette etrafına menfaat sağlamak için çalışmıyor. İşinin hakkını verenleri de töhmet altında bırakmamak gerekir”
Bu tepkide değerli okurumu haklı bulduğum noktalar oldu.
Bir de yazının sonunda demişsini ya “Kim oy verecek sana” diye.
Ve eklemişsin, ihale vermeyeceksen, rant kazandırmayacaksan, torpil yapmayacaksan, müdür koltuğu vaat etmeyeceksen, kim oy verir sana?
Bir ben, bir üç beş ayakkabı boyacısı diye.
Bunun üzerine önce Boyacı Miheme’ye gittim.
“14 Mayısta milletvekili adayı olursam bana oy verir misin dedim?”
Oturduğu boyacı sandığı başından önce bana bir baktı.
Sonra elindeki kunduraya cila vurup fırça ile parlatmaya başladı.
Gözlerimin içine baktı ve dedi ki “bilsem kazanırsan sana oyumu verecem, ama kazanmasan sana oy yok” dedi.
Anlayacağın Boyacı Miheme’yi bile değiştirmiş içinde yaşadığımız koşullar.
Ondan da veto yedim.
Anlayacağın Mihemenin de oyu garanti değil benim için.
Hani yazının sonunda demiştin ya; siyaset, senin gibi dürüst insanların işi değil, sözün kısası.. Vazgeç milletvekilliği sevdasından. Ne sen siyasete uyarsın ne de siyaset sana…
Senin yazını ve Boyacı Mihmenin adaylığımı Veto eder gibi sözlerini düşündükten sonra bir kez daha anladım ki siyaset bana göre değilmiş.
Ne bu seçim ne de başka seçimde aday olmayacağım onu bildireyim dedim sana.