Dokuz günlük bayram tatili olan bir bayram.
Bayram kelimesinin Arapça karşılığı id, iyd’dir.
Kürtçede de bayrama ‘ıyd’ denir.
Iyd a we piroz be (bayramınız kutlu olsun)
ıyd kelimenin sözlük anlamı, geleneksel sevinç günleridir.
Çok sevinçli birine iro ıyd a te ye
(bu gün senin bayramındır) derler.
Bayramların özü sevinçtir yani.
İnsanın sevinçli olabilmesi için de sorunlarının olmaması lazım.
Mesela 10 yıl önceye kadar evin reisi olarak görünen anne ve baba şayet çocukların bayramlıklarını ve bayramı renklendiren tatlı ve şekerlerini aldıklarında evde büyük bir sevinç olurdu.
Şimdi bir evde bayram sevincinin olabilmesi için yerine getirilmesi gereken gereksinimler de arttı.
Bu gereksinimlerden biri de bayram tatili oldu.
Bayram denince artık akla tatil de geliyor.
Bu yüzden 3 günlük bayram tatillerinin öncesi ve sonrası, tatil günleri ile birleştiriliyor.
Kurban bayramında da bu gelenek devam etti.
Bayram tatili uzatıldı.
Haftanın ilk günü olan Pazartesi ve Salı günleri bayram tatiline eklenerek 9 güne çıkarıldı bayram tatili.
Çalışanlar için 9 gün dinlenmek için bir fırsat olurken, parası olan için tatil fırsatı doğdu.
Birileri bayram tatili için belki şimdiden yola çıkmıştır bile.
Birileri diyorum çünkü artık tatil de lüks oldu.
1 Dolar 25 TL’ye dayanmasaydı çoğu kişi, yaz gelmişken tatilin yolunu tutardı.
Bırak tatili, uzaktaki akraba ve dostu da ziyaret edemeyecek olanlar var bu bayramda.
Asgari ücret 11.402 lira oldu ve bir yılda yüzde 110 zam gördü neredeyse.
İşçi memur maaşları da hakeza…
Ama her şeye zamlar da peş peşe gelince maaşlara yapılan zamlar eridi gitti.
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki samanın fiyatı bile dolara endekslenmiş.
Dolar artıkça her şey bir anda zamlanıyor.
Eskiden bir ürüne ve hizmete zam gelince haber olurdu, şimdi zam gelmeyince haber oluyor.
Zamlar sıradanlaştı.
Malumunuz bayramı anlamlandıran özelliklerden biri de tatlılardır.
Baklava ve şekerlerler…
Geçmiş bayramlarda tepsi tepsi baklavalar, kilo kilo şekerler alınırdı.
Bu bayramda bu da mümkün değil.
Batmanda misafirin önüne konulacak baklavanın kilosu 300 liradan başlıyor, 600 liraya kadar çıkıyor.
Bizim gazetede baklava fiyatları haber olmuştu.
Bir dilim baklava 21 liradan satılıyormuş.
Şekerin kilosu da arttıkça artmış.
Misafirlik şeker ve çikolatanın kilosu 120 ile 300 liradır.
Bu gidişle baklavada olduğu gibi şekerde de tane dönemi başlar.
Bayramlık yemeklere hiç girmeyelim, etin kilosu 200 lirayı geçmiş.
Hayat pahalılığı artıkça bayram sevinci de gölgeleniyor.
Bu bayram da hayat pahalılığı gölgesinde geçen o bayramlardan biri.
Oysa ne de çok isterdim bu bayram, çocukluk yıllarımdaki bayramlardan biri olsun.
Ekonomik kaygı olmasın.
Şekerin, baklavanın, etin kilo hesabı yapılmasın.
Sadece ve sadece çocukça bir sevinç ve coşku olsun.
Ama bu bayram, çocukluğumuzdaki bayramlardan biri değil.
Tamam yokluk vardı, kıtlık vardı ve bayramın gereksinimleri bu kadar çeşitli değildi, ama kaygı da, keder de o kadar çok yoktu.
İnsanlar daha mutluydu, daha barışık ve iç içeydi.
İnsanlar bu kadar bencilleşmemişti.
Yardımlaşma, dayanışma ve aile bağları daha güçlüydü.
Bayramlar seyran olurdu.
Küskünler barışırdı, herkes herkesle kucaklaşırdı.
Şimdiki bayramlar o bayramlar değil.
O bayramlar belki de bir daha geri gelmeyecek.
Bayramlık bir yazı olmadı ama gerçekler bu ne yazık ki.
Son olarak geçmiş bayramların özlemi ile kurban bayramınızı kutluyor, mutlu, umutlu ve özgür bir gelecek diliyorum.