?>

BU BİR BAYRAM YAZISI DEĞİL...

Ercan Atay

6 yıl önce

Klasik Bayram yazısı yazmaktan ziyade Batman’ın kanayan yarasına parmak basmak istiyorum. Yazar ve çizerlerimiz alternatifsiz hem bayram yazısı ile hemde yeni yaş günümüzü kutlayan yazılar yazacaklardır.

....

TEFECİLİK TAVAN YAPTI

Diğer şehirleri bilemiyoruz ama attığımız bu başlık Batman için tam yerine oturuyor.
Türkiye’de yaşanan Ekonomik Kriz tüm kesimlerin sıkıntı yaşamasına yol açarken, krizi fırsata çeviren tefeciler yasal boşluklardan ve vatandaşın sıkıntısından da faydalanarak servetlerine servet katıyor.

Dahası da var:

Batman’da Tefecilik artık tam bir meslek oldu.

Bu “hizmet alanı”nda meslek icra edip, geçimlerini temin edenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.
Üç beş kuruşu olan tefecilik yapmaya çalışıyor.
Maalesef ortam da buna çok müsait.
Bankalara kredi borcunu ödeyemeyen, nakde sıkışan, iş yapmak için paraya ihtiyacı olan, düğünü olan, kredi kartını ödeyemeyen hemen herkes borcu borçla çevirmek için formalitesiz, kefilsiz kaynak sağlayan tefecilere başvuruyor.
Ekonomik kriz, vatandaşın sıkıntısı, yüksek faize rağmen bu kirli ve yasal olmayan sektörün her geçen gün büyümesine yol açıyor.
Üstelik dallanıp budaklanarak ve klasik tefecilik anlayışından yan yollara saparak toplumu içten içe kemirerek büyüyor.
Yan yollara değineceğiz ama şunu belirtelim ki maalesef devlet de bunu seyrediyor.
Etkin bir mücadele için yasal zemin müsait ama nedense henüz tefecilere sıra gelmemiş gibi görünüyor.
Yasalara göre banka (yani borç verme izni olan)’dan borç para alabilirsiniz ama, borç verme izni olmayan tefeciden borç para alamazsınız.
Oysa dinimize göre bankadan da tefeciden de faizle para almak aynıdır, aynı oranda kötüdür.
Devletin çok fazla denetlemediği bir alanda, dini duygular da yetersiz olunca bir kanser gibi bünyenin tamamına yayılan bir gidişat var.

Gidişat kötü.

O kadar kötü ki klasik anlamda, ihtiyacı olana para verip yüksek oranda faizle parayı öyle veya böyle tahsil eden tefeciler bile ortamdan şikayetçi.
Onlara göre yan yollara sapılarak, artık bir pos cihazı edinen mahalle bakkalı bile tefecilik yapabiliyor.

Gerçekten de öyle.

Borcu borçla çevirmek durumunda kalan vatandaşlar, tanıdıkları veya bildikleri ve hatta en azından bu işi yaptıklarını anladıkları bir esnafa giderek kredi kartını çektiriyor, belirli bir komisyon (faiz) karşılığında istediğini alıyor.
Mesela 1000 TL lazımsa 1060-1070 TL alışveriş yapmış gibi kredi kartı harcaması yapılıyor, vatandaşın eline 1000 Tl veriliyor.
Hem vatandaş işini görüyor hem esnaf.
Parayı veren açısından ne kefil derdi ne de tahsilat sıkıntısı…
Vatandaş açısından ise borcu çevirebilme kolaylığı, ama ötelenen ve çığ gibi büyüyen sıkıntı.

Yan yol bu.

Şimdilik bu yan yolda trafik iyi.

Bankaların da çok fazla sıkıntısı yok.
Bu ekonomik ortamda riskli kredilerle uğraşmak istemiyorlar, tabi bir de para sıkıntısı var.
Sokaktan vatandaş çevirip adeta yalvararak kredi verdikleri lale devri bitti.
Şimdi daha seçici ve garantici davranıyorlar.
Kredi kartlarından yapılan harcamalar bir şekilde onların da işine geliyor.
Biraz riski var ama sürekli döndüğü için rahatsızlık verici bir problem yok.
Dolayısıyla alan memnun, veren memnun, aracılık eden memnun; devlet de karışmıyor.
Bazı esnaflar krize atıfta bulunarak satışın düşmesinden sonra “işimiz artık bu olmuş” rahatlığıyla bile davranabiliyor.
Ortada hiçbir şekilde el değiştirmeyen ve olmayan Kontör alıyor gibi yaparak, altın alıyor gibi yaparak, beyaz eşya, mobilya alıyor gibi yaparak alınan ve verilen para için “dince sakınca yok” diyebilmek mümkün mü?

Bunu işin erbabına havale ediyoruz.

Ancak bu da bir çeşit tefe değilse nedir?
Belki dini ve yasal yönden boşluklardan faydalanılıyor ama etik açıdan bir boşluk yok; yapılan iş doğru değil.
Daha da derinleşmesi beklenen ekonomik krizde borcu borçla ötelemenin, ve üretim, hizmet, ticaret, alın teri olmadan kazanılan paranın etkisi çok ürkütücü boyutlara ulaşabilir.

***

Ey Tefeciler!

Tefecilik bir toplumu çürüten etkenlerin başında gelir. Yozlaşma, bozulma ve çöküntüyü beraberinde getirir.
Dini açıdan büyük günahların arasında yer alır faiz.
Tefecilik kanunlarımıza göre de suçtur.

Ey tefecilerin ve faizin kucağına düşenler!

Faizsiz borç para bulun. Bulamıyorsanız harcamanızı, yatırımınızı, organizasyonunuzu erteleyin, erteleyemiyorsanız varsa malınızı mülkünüzü satın.
Biraz küçülün sonra yine büyürsünüz.

Emin olun ki bu daha hayırlı olur.

Faiz yiyenin de alanın da iki yakası bir araya gelmez.

Evet, maalesef küresel finans krizi nedeniyle tefe ve tefecilik tavan yaptı, yapıyor, yapacak. Bu tavanın altında kalmadan tefeciliğin kökünün kazınması lazım.
Bunu yapacak olan da hem kolluk güçlerini, hem yargıyı hem diyaneti elinde bulunduran “devlet” aygıtıdır.

Umarız devlet harekete geçer.

Bu kadar olumsuzluk içinde yinede herkese iyi bayramlar diliyorum.

Dostça kalınız...

YAZARIN DİĞER YAZILARI