Batman, kirli bir şehir...
Şehir girişi kirli mi kirli...
Park ve bahçeleri, cadde ve sokakları adeta çöp yığını...
Yetmedi havası… Düpedüz zehirli...
Bunu kendine dert edinen tek kurum ise Çevre Gönüllüleri Derneği...
Diğerlerinden ses yok...
Gık’ı çıkmıyor milletin.
“Havamı kirletmeye hakkın yok” demeye dili varmıyor kimsenin.
Halinden memnun(iyetsiz) köleler oluverdik adeta.
Çevre Derneği ise suyun akış yönünü değiştirmekte kararlı.
Fırsat buldukça sokaklarda...
Kimi zaman maske takıyor Salih Özdemir Parkı’nda.
“Bu havayla bu kentte yaşanmaz” mesajı veriyorlar kamuoyuna.
Kimi zaman da dernek binasında toplanıp uzun uzadıya kafa yoruyorlar hava kirliliği sorununa.
Kirli havanın zararlarını konuşuyorlar.
Hava kirliliğinin, Batman’da yaşam kalitesini düşürdüğünü belirtiyorlar.
Hatta insan ömrünü kısalttığını...
Zehirli gazların, KOAH’ı tetiklediğini...
Daha neler neler...
Sadece sorunları konuşmakla yetinmiyorlar.
Çözüm önerilerini yatırıyorlar masaya.
Bunu sadece kendileri için değil, bu kentte yaşayan bütün insanların sağlığı için yapıyorlar.
Farkında mıyız bu çabanın?
Ne yazık ki pek sanmıyorum!
***
Önceki gün Yılmaz Güney Sinema Salonu sokağında Park Cafe üstündeki dernek binasında toplandılar yine.
Dernek Başkanı (aynı zamanda gazetemizin başyazarı olur kendisi) Recep Kavuş, Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Argünağa, Batman’da uzun yıllardır sağlık sektöründe önemli hizmetlere imza atan M. Nuri Kaya ve en az onlar kadar çevre mücadelesine gönül veren diğer isimler…
Çabaları takdir edilmeli.
Gelelim bu kritik (ama halk tarafından yeteri kadar önemsenmeyen) toplantıya…
Toplantıda hava kirliliğinin muhatabı olan kurumlar teeek teeek yazılmış tahtaya.
TÜPRAŞ, BOTAŞ, TPAO, Çevre Şehircilik Müdürlüğü, Belediye Çevre Müdürlüğü, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Valilik Saha Kurumu ile görüşmeler yapılması planlanmış.
Çevre ve hava kirliliğinin muhatabı olarak görülen kurumlar, bu görüşmeleri nasıl karşılar ve bu mücadeleye nasıl bakar bilmiyoruz ama halk, bu soruna uzak kaldığı sürece daha çoook uzar bu mesele…
Havanın kirliliği/temizliği, bu kentte yaşayan 7’den 70’e, kadın-erkek, zengin-fakir herkesi yakından ilgilendiren bir mesele.
Peki, o halde neden 2 hafta önce düzenlenen maskeli eyleme katılım, o kadar azdı sizce?
Çünkü biz, neyi hak ettiğimizi bilmiyoruz.
Bize dayatılana sesimizi çıkar(a)mıyoruz.
Demin de dedim ya halinden memnun köleleriz...
Ama korkmaya gerek yok.
Zira toplumun-çevrenin ortak sorunları için mücadele eden ama bunu yaparken politik ve siyasi hiçbir kaygı taşımayan tek sivil toplum kuruluşu Çevre Gönüllüleri Derneği…
Mücadelenizi farklı yerlere çekmeyecek tek dernek...
Demem o ki, çevrecileri bu mücadelede yalnız bırakmamak gerek...