Bu ülkede herkes konuşuyor ama kimse bir şey yapmıyor.
Sistem hesabına ne gelirse onu yapıyor.
Ülkede ne adalet ne hukuk kalmamış...
Herhangi bir suçu işleyen nüfuslu bir insan tek gün bile tutuklanmıyor, aynı suçu işleyen başka biri dünyanın öbür ucunda olsa dahi hakkında kırmızı bülten çıkarılıp, tutuklanıyor.
Diyarbakır’da ki Narin olayı son derece ilginç, şehrin orta yerinde birden bire kayboluyor ve hala bulunamamış.
Onca mobese kamera varken bu çocuk nasıl kayboluyor, kayboldu ise ölü veya diri neden bulunamıyor.
En yetkili ağızlar “yaklaştık” diyor ama orta yerde hiç bir şey yok.
Narin’de diğer kaybolan binlerce çocuk gibi maalesef şu anda aramızda yok.
Tek isteğimiz olayın biran önce aydınlatılması.
***
Gelelim geçen hafta içindeki Olimpik Yüzme Havuzun’da feci şekilde boğularak can veren engelli vatandaşımıza…
İhmaller zincirinin birbirini kovaladığı bu hadise son derece vahim.
Bu olay ülkemizde ve özellikle ilimizde bedavadan yaşadığımızın bir kanıtıdır.
Yüzme öğrenmeye geliyor, öğreticilerin ve cankurtaranların gözü önünde can veriyor.
Bu adamı kimse görmedi mi, güvenlik kamerasının başında duran adam ne izliyordu?
İddialara göre bir gün önce cankurtaranların çoğunun işine son verilmiş ve ertesi gün bu hadise yaşanmış.
Olimpik Yüzme Havuzu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı.
Ortada taksirle ölüme sebebiyet veren birileri var ve orta yerde bir soruşturma var.
Ve bu konuda hiçbir yetkili resmi bir açıklama yapmıyor.
Ne biçim memleket burası?
Engelli bir vatandaşımız ihmal yüzünden ölüyor kimse sorumlu değil…
Birde en yetkili şahıs kimi gazetecilere “maktülün ailesi ile neden görüşüyorsunuz?” Diye hesap soruyor.
Bu gücü nereden aldığı belli.
***
Valimiz sayın Canalp, Beşiri yolu üzerinde ki elim trafik kazası sonrası gösterdiği fevkalade çabayı bu olayda da göstermesini bekliyoruz.
Çünkü gerçekten siyasilerden umudumuzu kestik, yaparsa sayım Valimiz yapar.