Tabiri caizse ki sanırım değil, herkes partisine örgütüne iman etmiş. İnandığını değil inandırılmış olduğunu tekrar eder olmuş.
Kimseyle konuşamıyor, kimseyle tartışamıyorsunuz. Taraflar öylesine keskin bir düşmanlıkla bölünmüş ki en küçük bir eleştiri sizi karşı tarafa ittiriyor. Ve her defasında sizi “bunları eleştirmek diğerini savunmak anlamına gelmesin” demek zorunda bırakan bir iklimde ve o iklimin boğucu atmosferinde yaşatmıyor aksine bir cinnet haline sokuyor.
Yaklaşık iki aydır içinde bulunduğumuz ve gün geçmiyor ki ölüm haberlerine lanet okuduğumuz şu halin en başında söylediklerinizi, bir bakıyorsunuz ki karşınızdaki söylemeye başlıyor ve siz kalakalıyorsunuz dilinizdekilerle.
Çatışmaların başladığı 7 Haziran seçimlerin hemen kısa süre sonra PKK’nin eleştirdiğiniz eylemlerinin sorumlusu ve körükleyicisinin 400 milletvekiliyle Başkanlık hayalindeki Erdoğan’ın tutumu olduğunu söylediğinizde karşınızdaki muhatabınız, evet ama bu eylemlerin failini aklamaz diye size diklenenler şimdi ters yüz olmuş madalyonun diğer yüzünde söylediklerinizi tekrar eder olmuş.
Diyorlar ki evet doğrudur, devlet ve hükümet Cizre’de olmadık bir zulümle insanları canından etmiş, susuz, elektriksiz, nefessiz bırakmış, günlerce kimseyi sokmadığı Cizre sokaklarında millete yapmadığını bırakmamış, 30’a yakın insanın ölümüne sebep olmuş. Ama bunun sebebi ve sorumlusu peş peşe saldırı ve eylemleriyle PKK imiş.
Ne varsa bu “ama”da var. Hepinizin tükürdüğüm “ama”sında. Midenize uzatılmış bir tüy gibi peşi sıra kustuğunuz bağnazlık, kin, nefret ve körlüklerinizde var.
PKK yanlış yapıyor ama bunun sebebi ve sorumlusu devlet. Devlet yanlış yaptı ama bunun sebebi ve sorumlusu PKK.
PKK yanlış yapıyor ama ilk Erdoğan başlattı. Erdoğan yanlış yapıyor ama ilk PKK başlattı.
Yok, Erdoğan müzakere masasını devirince oldu. Hayır, Kandil ateşkesi bozunca müzakere masası devrildi.
Kim başlattı? Katilliğiniz, vicdansızlığınız, kininiz, nefretiniz, vahşiliğiniz, kutsadığınız zekadan ve vicdandan yoksun körlükleriniz başlattı.
Midemi bulandıran milliyetçilikleriniz, yurtseverlikleriniz, Turancılığınız, ülkücülüğünüz, Osmanlıcılığınız başlattı.
Şimdi başladığınız yeri hatırlıyor musunuz? Yok, kimsenin hatırladığı yok çünkü herkes kendini kaybetmiş bulamıyor.
Başlatanı belli olmayan bir savaşan bitireni olmak ağrınıza gidiyor. Yenik olmak ağrınıza gidiyor. Şimdi kazandığınızı mı sanıyorsunuz?
Kazananı olmayan bir savaşın bitmez tükenmez kanında boğulup duruyoruz hepimiz.
AKP mi kazanıyor, HDP mi, yüzlerce binlerce evladını toprağa veren Kürtler mi kazandı yoksa Türkler mi kazandı hiç bilmediği topraklarda yeşil üniformaları ya da kefenleri deyin içinde can veren binlerce evladını toprağa veren Türkler mi kazandı.
Dalga dalga yayılan bir nefretle sokakta kafatasçı bir milliyetçilikle Kürt avına çıkan Türkler mi kazanıyor.
Kimin özgürlüğü için bu savaş. Ölüler için özgürlük neye yarar. İnsanı insanlığı öldürdük gerçekliği öldürdük neye yarar kime yarar bu savaş.
Kimin özgürlüğüdür, uğruna savaştığımız. Kimin savaşıdır uğruna öldüğümüz öldürdüğümüz?