Merhaba kıymetli okurlarım.
Bugün sohbetim, sizinle değil, vicdanınızla.
Biliyorsunuz kış soğuklarından ötürü bir grup hayvansever dostumuz, basın açıklaması yaptı Atatürk Parkında.
Sağolsunlar, hep var olsunlar.
Çok duyarlılar.
Sokak hayvanlarının da en az insanlar kadar yaşama hakkı olduğuna dikkat çektiler.
Çok haklılar.
Her yeri betonlaştırdık.
Binalar diktik.
Asfalt döşedik.
Eğriye eğri, doğruya doğru demek lazım.
Kendi hayatımızı rahatlatacağız derken, hayvanların doğasını katlettik.
Doğası katledilen hayvanlar barınamaz, beslenemez, kendini koruyamaz hale geldi.
Her gün araba altında ezilen kaç kedi köpek var, saymak mümkün değil.
İnsanlardan arta kalan köşelerde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar ama bu da mümkün değil.
Bu kez taş atanlar mı dersin, dövenler mi dersin, zehirli yemek verip öldürenler mi dersin, durum çok vahim…
Çöpleri karıştırıp iki parça yiyecek bulabilenler kısmen şanslı.
Kuşlar, dalına konacağı ağaç bulamıyor, yem bulamıyor hayatta kalmak için.
Kış da geldi çattı.
Şimdi yemek bulmaları daha zor.
Isınmaları daha zor.
Barınmaları daha zor.
Hayatta kalmaları daha zor.
Onlar bize Allah’ın emaneti.
Batman’da bu anlamda iyi işler yapan genç ağabey ve ablalarımız var ama bu yetmez.
Birkaç gönüllü ile hedefe ulaşılmaz.
Toplumun genelinde duyarlılık olmalı.
Mesela büyük marketler ve kasaplar, her gün kesim yapıyor, et ve tavuk atıklarını boş bir alana bıraksa, bir şey kaybeder mi?
Esnafımız, işyerindeki yemek atıklarını kapısının önüne bıraksa maddi ya da manevi bir kayıp yaşar mı?
Sizler, evinizin kapısına naylon, kartonlardan ufak geçici barınaklar yapsanız, cebinizden bir şey eksilir mi?
Lütfen, herkes, girdiği marketi, kasabı, bakkalı uyarsın.
“Bundan sonra yiyecek atıklarınızı kapıya bırakın” demeniz yeterli.