Batman Çevre Gönüllüleri Derneğinin, Batman Çayı Kenarında yapılması düşünülen Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili yaptığı basın açıklamasından sonra çevrecilere karşı kamuoyunda yalmış bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Öyle bir yanlış algı ki sanırsın Batman’daki çevreciler her türlü sanayi yatırımına ve bu şehrin kalkınmasına karşıdır.
Kuruluşundan beri bu derneğin içerisindeyim.
3 dönem başkanlık, yıllarca yöneticilik, şimdi de hamallığını yapanlardan biriyim.
Bu derneği tanımasam çevrecileri oraya buraya ispiyonlayarak, karalayarak, itibarsızlaştırmaya çalışıp bunun üzerinden rol çalmaya çalışanlara ben de inanırdım.
Ama Allahtan derneğin amacını, niyetini ve doğa adına verdiği mücadeleyi kutsal olarak gören biri olarak Batman Çevre Gönüllüleri Derneğinin faydalı olan hiçbir yatırıma karşı olmadığını iyi biliyorum.
Çevre Derneğini anlamak için derneğin yapısını, çalışmalarını, yöneticilerini bilmek, tanımak gerekir.
Elbette 20 yıldan fazladır yaşanabilir temiz bir Batman için ve tümü ile gönüllülüğü esas alan, kıt imkânlarla her türlü riski göze alarak mücadele eden Çevre Derneğini bir köşe yazısında anlatmak mümkün değildir.
Şehrimize, doğal yaşama, çevre bilincinin gelişmesine katkı sunma adına yaptıkları, bir kitaba bile sığmaz.
O yüzden çevreciler ile ilgili kesin bir yargıya varmak için kendilerini yakından tanımak ve sohbet etmek gerekir.
Çevrecileri, bazı kişilerin önyargılı anlatımları ve bir basın açıklamasındaki niyetle değerlendirmemek gerekir.
geçen aylarda Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, Batman Çayı Havzasında bulunan mülkiyeti hazineye ait İkiztepe, Bıçakçı ve Samanyolu Köyleri sınırları içerisindeki alanı Organize Sanayi Sitesi yapılması duyumunu aldıktan sonra bu konudaki düşüncelerini, kaygılarını ve görüşünü bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu.
Ayrıca konu ile ilgili bilgi almak için ilgili mercilere görüşme talebinde bulundu.
Görüşmeyi kabul edenlerle kaygılarını paylaştı, eski sanayi bölgesinde geçmişte yaşanan çevre kirliliğini belgelerle gösterdi.
Nitekim bu bölgede halen mevcut arıtma sisteminin yetersizliği ve yaşanan arızaların giderilmesiyle ilgili sorunlar çözülmüş değil.
Çevre Derneği Yönetimi defalarca bu sorunu gündeme getirmesine ve çözüm talep edilmesine rağmen geçmiş yıllarda bu sorun bir türlü çözülemedi.
Dernek yönetimi, mevcut OSB yöntemine bu sorunu iletti.
Mevcut yönetim göreve geldiği günden beri bu sorunun çözümü için gayret sarf ediyor.
Tabi biyolojik arıtma sistemleri maliyetli yatırımlar olduğu için bu işin yapılması ayları hatta yılları buluyor.
Dernek, mevcut yönetimin bu konudaki çabaları ve iyi niyetli yaklaşımı üzerine bu sorunu bir süredir gündeme taşımadı.
Çünkü çevreciler sorunların çözümünde kurumlarla müzakere etme ve ortak çalışmayı daha çok benimsiyor.
Bu güne kadar yüzlerce çevre felaketi bu yöntemle önlenmiştir.
En son örnek, Raman Dağında tespit edilen yılların ihmali petrol kirliliğiydi.
Bu sorun da ilgili kurum yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde çözüldü.
Yani anlayacağınız çevrecilerin tek bir amacı var, doğayı korumaktır.
Çevrecilerin Batman Çayı Kenarında kurulması ile ilgili kaygıları da bu amaçlıdır.
Başka bir niyet aramamak gerekir.
Benim anladığım kadarı ile çevreciler, yeni kurulacak OSB karşı değil, kurulacağı söylenen mevcut yer ile ilgili kaygılıdır.
Bu konuda düşünceleri, kaygıları ve önerileri nedir, birinci ağızdan dinlemek gerekir.
Çevreciler ne OSB’ye ne de başka yatırımlara karşıdır.
Batman Çayı Kenarında yapılmakta olan İstiklal Parkı çalışmasını takdir eden çevrecilerin bu bölgede atıl durumdaki arazilerin doğaya zarar vermeyecek şekilde kullanılmasına karşı çıkacaklarına inanmam.
Ancak OSB’ler ne kadar çevreci davranırsan davran, ne kadar önlem alırsan al, bacadan, atık sulardan veyahut gürültüden de olsa mutlaka bir kirliliğe neden oluyor.
Batman Çayı Kenarında kurulacak OSB, her ne amaçla kurulursa kurulsun, ne tür faaliyet gösterecekse göstersin, mutlaka bir kirlilik oluşturacaktır.
Çevreciler, planlanan yere net bir biçimde karşı çıkıyorsa, onların bu tutumunu yadırgamaktansa onları anlamak daha doğru olur.
Çünkü onların hiç bir şekilde bir gizli ajandaları veya herhangi bir kuruma ya da kişiye düşmanlıkları yoktur.
Onların tek derdi ve çabası, doğayı korumak ve sahip çıkmaktır.
OSB’nin yeri konusunda da yaklaşımları bu şekildedir.
Bu yüzden çevreciler OSB’ye karşıdır demek, haksızlık olur.