CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu fazla cesurca erken seçim çağrısı yaptı.
TV kanallarına çıkıp hodri meydan çağrılarında bulundu.
Son on yıldır seçimler ve seçimlere olan odaklanmalar siyasilerin hatta iktidarın bile asli görevi olan ülke yönetiminden uzaklaşarak kendilerini seçimlere odaklayarak yapmaları gereken ekonomik ve siyasi plan projelerden fazlasıyla uzaklaşarak ayakta durabilme ile iktidarı kaybetmemek için hem zaman kaybetti hem de ülkeye kaybettirdi.
Canı sıkılan ve istedikleri zaman seçim çağrılarında bulunan üstelik de seçime giden siyasiler söyler misiniz?
Kendi çıkarlarını bekalarını mı düşündüler ülkeyi mi?
Eğer ülkeyi düşündüyseler o halde ülkemize kuş bakışı bakalım ne haldeyiz?
İşsizlik var mı?
Var hem de istenilmeyen boyutlarda.
Döviz ne âlemde?
İktidarın genellikle yılsonu itibariyle gösterdiği rakamların çok üstündedir.
Ekonomi düzeldi mi?
Düzeldi diyebilenler ya yalan söylüyorlar gözümüzün içine baka-baka utanmadan arlanmadan ya da iktidara yalakalık yapıyorlar.
Yapılan ve yapılacak zamlar zaten ekonominin yeterince ne halde olduğunu ayna gibi net gösteriyor tüm parametreleriyle.
Dış politikamız başarılı mı?
Başarılıdır demek mümkün değil.
ABD’nin vize kriziyle yapmak istediği sinsi planın ana gayesi ülkemizi ekonomik olarak çökertip hizaya getirme ve son derece alçakça bir siyasi operasyondur.
Peki, onlar bizi bu hale getirmeye çalışırken biz çok masum muyuz?
Zamanında güçlü bir dış politika imar edebilseydik ve her şeye rağmen çok konuşan çok hata yapar teorisiyle yola çıkarsak yahut dolaylı olarak sırlarımızı her şeyimizi açıklamış oluyorlar.
Bu arada yurt dışında kaçan ve akademisyen nitelikte eğitimli hatta donanımlı fakat bedenlerini ve ruhlarını FETÖ’ye kiralayan satan o şahıslar dış güçlerle iş birliği halindedirler.
Hatta içerden ülkeyi çökertme planları yapıyorlar.
Bunu en iyi iktidar biliyor.
An itibariyle değinmediğim ve değinmek de istemediğim birçok özel nedenlerle ve OHAL şartlarından ötürü dönem erken seçim dönemi değildir.
Keşke siyasilerde TV kanallarına çıkıp şov yapacaklarına, daha dikkatli olup, konuşmalarını filtrilize ederek konuşsalar.
Rasgele konuşacaklarına asli görevlerine odaklanmaları çok daha iyi olur.
Siyaset bilimi kavga küfür tez- antitez çürütme egoları tatmin etme sanatı değildir.
Siyaset bilimi toplumları ahenk içinde konfor ve insanca yaşama yaşatma sanatıdır.
Gün geçmiyor ki siyasilerimiz argo dalında Türk dil kurumu sözlüğüne yeni-yeni kelimeler üretmesin.
İsterdim ki bu siyasiler göğüslerini gere-gere TV kanallarına çıkıp ülkeye vatandaşa yapmış oldukları katkılarını uzun yıllara hitap edecek bilimsel başarılarını anlatsınlar.
Koltuklarına yapışıp oturdukları koltuğu kaybetmemek için el ayak öpmedikleri kaldı.
Son örneği şekil ve şemayla her ne kadar demokrasiye ters düşse de makamından ayrılmak istemeyen ve bu makamda kalabilmek için şeytanın bile aklına gelmeyen planlar üreten Melih Gökçek örnek verilebilir.
Bırakalım seçimi ne yapıp ne edip geçimi ele alalım.
Ülkemizin barış ve huzur içinde şehitler vermeden savaş politikalarından bir an önce uzaklaşarak çağdaş uygarlıklarla yarışır medeni ve kalkınan hatta kalkınma hamlelerini yapıp bitirmiş örnek ülke olabilmeyi başarmalıyız.
Bu ülke kimselerin tekelinde değil olmayacak da hepimizindir çobanından generaline kadar her birey eşit şekilde saygı ve hak sahibidir.
Ayırım gayrım fişleme kodlamalar kamplaştırmalar ülkemizin bekası ve kalkınması açısından yarar değil zarar getirir.
Bundan da en çok emperyalistler faydalanırlar. Diye düşünüyorum.