Aslında yetkililerin tek tek köylüleri dolaşıp çiftçiye geçmiş olsun ziyaretine gitmeleri gerekirdi.
Hububat hasadı bu sene erken başladı ve erken bitecek.
Kuraklık nedeniyle rekoltede yüzde 50 den fazla ürün kaybı var.
Çiftçi perişan.
Çoğu bırak diğer masrafları toprağa serptiği tohumunu bile geri almadı.
Çiftçi, buruk bir hasat dönemi geçiriyor.
Gelecek sene için çiftçinin ne gücü var ne de bir planı.
Böyle giderse çiftçi, parasızlıktan tarlaları nadasa bırakacaktır.
Çünkü her sene başına bir doğal felaket geliyor.
Bir kuraklık, bir dolu vuruyor.
Süne ve benzeri zararlarda ayrı dert.
Batman Ovası için GAP projesi çerçevesinde öngörülen sulama planı doğru dürüst yok.
Milyon liralar harcanan kanallardan su akmıyor.
Akmış olsaydı eminim birçok tarla susuzluktan kurumayacaktı.
Çiftçi kan ağlıyor resmen.
Şimdi destek zamanı, şimdi dayanışma zamanı.
Batman tarım şehridir.
Nüfusun yüzde 25 çiftçilikle uğraşsa da yüzde 75 tarım ve hayvancılığa dayalı gelir sayesinde geçimin sağlıyor.
Çiftçiyi, tarımı önemsemek gerekir.
Hükümetin kuraklık nedeni ile açıkladığı desteklerde kesinlikle yaraya merhem olacak ölçüde değil.
Milletin efendisi olan çiftçi daha çok destek bekliyor.
Sadece gündelik ekonomik destekler yetmez.
Kalıcı çözümler bulmak lazım.
Batman Barajı sulama projesi kapsamında bulunan tüm alanlarda sulu tarımın yapılması gerekir.
İklim değişikliğinden kaynaklı kuraklığın yaşanmaması içinde ciddi manada çevresel önlemler alınmalıdır.
Tarımın yanında hayvancılığın da yapılması için de projeler geliştirilmeli.
Bu sıkıntılı dönemde her türlü tarımsal kalkınmaya daha çok önem verilmelidir.
Desteklerden de işi layığı ile yapanlar istifade etmelidir.
Ancak belki bu şekilde çiftçilerin yarası belki birazcık ta olsa sarılır.
Yoksa her sene hasat mevsimi çiftçiler için hayal kırıklığı ile sonuçlanabilir.
Hem çiftçinin burukluğu sadece çiftçiyi değil, sosyal ve ekonomik olarak tüm toplumu etkiler.