Çocuklar deyince adeta hayat durur.
Onlar yaşama ümidimiz sevincimiz ve adeta hayat vitaminimizdirler.
Üstelik de her anlamda…
Maddi manevi bir şekilde belli bir yaşa kadar korunmaya, sevilmeye, şefkate, ilgiye ihtiyaçları vardır.
Adı üstünde çocuk yahut çocuklar çoğul haliyle bizim çocuklarımız bu ülkenin çocukları, dünya çocukları deyip halkayı daha da genişletmek istiyorum.
Neden?
Çünkü, çocuklar hepimizin ortak paydalarıdır.
Onlara karşı sınırsız maddi manevi sorumluluklarımız var.
Bu konuda ne yazılsa, ne çok yazılsa, konunun zenginliği ve içeriği bitirilemez.
Çocuklarımıza verilecek çok güzel seviyeli bir eğitim, şüphesiz ki yarınlarında ve geleceklerinde nitelik ve nicelik bakımından hayatlarını çok etkileyecektir.
En olmazsa olmaz da eğitimdir.
Beşeri anlamda demek istiyorum.
İşin inanç ve ahlak konusunu da elbette ki yabana atamayız.
Son derece komplike ve büyük anlamlar taşıyan bir sosyal sosyoloji.
Yakın bir geçmişte meydana gelen ve ülkemizi derin bir mateme koyan kızlarımız Leyla ile Eylül’ün acı sonları anlatılır, yazılır gibi değil.
Son derece barbarca vahşice ve sapıklık içeren bu eylemi ifade edebilmede kelimeler çok zayıf ve güçsüz kalır.
İşin en dram yönü ülkemiz ve mağdur aileler, ne yazık ki ilk kez bu vahşete maruz kalmıyorlar.
İstatistikler incelediğinde binlerce istismar, vahşet ve çocuk ölümleri çıkar karşımıza.
O zaman da ister istemez karşımıza şu sorun çıkıyor;
Bu konuyla ilgili olan yetkililer ne iş yaparlar?
Neden önlem almazlar?
Eğer siyasi davranıp felsefe yaparak her önlem fazlasıyla alınıyor, alınan önlemlere rağmen bu fiilleri yaşıyorsak “nasıl bir önlem bu?” demekte kendimi alamıyorum.
Ben siyasilerin ve ilgililerin bu konuda çok masum ve ciddi önlemler aldıklarına inanmıyorum.
Sanırım inanmayan, sadece ben değilim. Birçok insan inanmıyordur.
Ne yazık ki papağan gibi olup bitenleri ve failin ne yaptığını, nasıl yaptığını, ihtimalen tasvir ediyorlar.
Çok iyi bileceksiniz ki asli görevleri her tür canı ve canlıyı korumak ve can güvenliklerini almak olan yetkililer sadece TV kanallarında açıklama ve demeç vermekle yetiniyorlar.
Çok üzgünüm.
Dilerim bu son olur.
Asla benzer fiillerin oluşmaması, dileğimdir.
Gerçekten ciddi ve gerekli önlemler alınmazsa mutlaka olur ve üzülmelere devam ederiz.
Özellikle de aileleri madden manen yıkılırlar ruhsal travmalara maruz kalırlar.
Her iki kızımızın da ailelerine baş sağlığı diliyor ve ilgililerden çok acil ve ciddi önlemler almalarını bekliyorum.
Onlar sadece kendi ailelerine ait olmayıp bizlerin de çocuklarıydı.
Ülkemizin geleceğiydiler.
Yarının gençleriydiler.
Yazık oldu.
keşke olmasaydı diyeceğim ama bu sadece dileklerle olmuyor.
Çocukları sevip korumakla, kollamakla ve onlara verilmesi gereken değerle aynı zamanda verilen değerin paralelinde de acil yasalar çıkartmak daha realistçe olur.