Günümüzde çocuklar ne kadar şansız.
Çok üzülüyorum onlara.
Önce Koronavirüs denen illeti yaşadılar.
İki yıl doğru dürüst dışarı çıkamadılar.
Burun ve ağızlarında maskeyle gezdiler.
Okula gidemediler, akranlarıyla oyun oynayamadılar.
Tam bir yoksunluk ve dram yaşadılar.
Sonra deprem fırtınaları başladı.
Korkuyu iliklerine kadar yaşadılar.
Çok zor bir durum bu.
Küçücük çocuklar omuzlarına ağır yükler aldılar.
Tam bir dram.
Bizim çocuklarımız erkenden yaşlandılar.
Çocuklulukları kabus ve karabasanlara döndü.
İşte tam da bu yüzden çok üzülüyorum çocuklarımıza.
Onları bu dramlardan uzak tutma şansımız yoktu.
Korkularla büyüdüler.
O küçücük yüreklerinde ürpertici anlar yaşadılar.
Peki, ne yapabildik çocuklarımız için.
Psikolojik destek sunabildik mi?
Koca bir Hayır...
Sosyal yaşamlarını canlı kılabildik mi?
O da Hayır.
Peki, ne yaptık?
Yetişkinler gibi atlatmalarını bekledik.
Bana sorarsanız herkesin sorumluluğu var.
Çocuklarımıza karşı sorumluklarımızı yerine getiremedik.
Onların kalplerinde nasıl bir travma yaşadıklarını bilmiyoruz bile.
Nasıl izler bıraktı.
Ve gelecekte bunu nasıl aşacaklar.
Çok zor ve dramatik bir durum.
Kurumların üzerine çok yük biniyor ama kimsenin bu konu da yaptığı ciddi bir şey yok.
Maalesef bu konularda çok eksik kaldık.
Çocuklarımızı, geleceğimizi çok detaylı düşünmedik.
Günümüzde en zor iş ne derseniz, çocuk olmak derim.
Çocuk olmak çok zor.
Öyle kolay kaldırılacak olaylar yasamadılar.
Çocukluklarını yaşayamadılar.
İşte bu yüzden çok üzülüyorum ve düşünüyorum geleceğimizin çocuklarını...
Geç değil.
Onlar için ne yapabiliriz.
Proje ve programlar düşünülmeli.
Şehirler çocuklar için organize olmalı.
Onların küçük yüreklerine dokunmalıyız.