Günlük köşe yazarlarını yürekten kutluyorum. Toplumsal duyarlılığı olan insanlardır köşe yazarları.
Benim için zor bir yazı oldu bu. Birilerini zan altında bırakır mıyım tedirginliği içerisinde oturdum yazmaya. Ama yazmasaydım bir yanım eksik kalırdı hep.
Malum; Batmanımız yeşil alan ve park açısından oldukça yoksul. Fakat son bir kaç yıldır bu alanda gözle görülür bir değişim var. Şehrin farklı yerlerinde insanların dinlenebilecekleri yerlerde peş peşe parklar, büyük dinlenme alanları açılmaya başlandı. Elbette bu son derece sevindirici.
Mesela Atatürk Parkımızın maşallahı var. Amacının dışında her aktivitede kullanılmaya müsait. İftar çadırı, basket gösterileri, ekonomi fuarları konserler, zehir tacirlerinin meskeni, bolca taciz ve kavgaların eksik olmadığı bir mesire alanı.
Her yerde ve her zaman karşımıza çıkan hastalığımız, parklarımızda da kendini gösteriyor.
Maalesef temiz bir toplum olamadık. Neredeyse tüm mahalle ve sokaklarımızın olduğu gibi parklarımız da kirli ve bakımsız. Bunun en büyük sorumlusu yine tabi ki toplumun bizzat kendisi. İlgili kamu kurumlatına eleştirimiz, şimdilik saklı kalsın. O ayrı. Ancak bizim kirletme hızımıza hiçbir temizlik çalışmasının yetişemeyeceğini görmemiz gerekiyor.
Bir başka sorun da parkların güvenliği. Acaba Batmanlıların kaçı, ailesi eşi dostu ve çocuğu ile bir akşam, herhangi bir parkta huzur içinde vakit geçirebiliyor?
İşte gündeme getirmek istediğim konu tam da bu. Hafta sonu Atatürk Parkında yürüyüş yapma teklifimi kırmayan arkadaşımla parkı dolaşırken bu parkların ne kadar gerekli olduğunu, insanların ne kadar güzel zaman geçirdiklerini konuşuyorduk. Kalabalık bir grubun kitap okuma etkinliğine denk geldik. Batman Okusun kampanyasını sosyal medyada da görmüştüm. Bu gençleri hem kutlamak hem de arkadaşımla onlara katılmak için “aralarına girip kitap okuyalım” teklifim, memnuniyetle karşılandı. Ancak yerler ıslak olduğu için sağlığımın da o zemine uygun olmadığını düşünerek hemen yanlarındaki boş banka oturup, kitaplarımızı okumaya başladık. 7-8 kişilik bir gurubun, kitap okuyan gençlerin birkaç metre ilerisinde çember oluşturduklarını, ellerindeki sigarayı da elden ele gezdirdiklerini görünce önce ne olduğunu anlamadım. Daha sonra bunun uyuşturucu madde olduğunu fark edince üzüldüm. Yaşları da küçük bir grup genç, Batman'ın kalbinde güpe gündez kimseden korkmadan esrar kullanıyordu. Her tarafı kameralarla dolu bu parkta bu gençler, herkesin gözleri önünde bu cesareti nerden alıyorlar? Bir vatandaş olarak ben görüyorsam bu kameralar neden görmüyor? Cidden merak ediyorum. Bir taraftan güzelim gençlerimizin kültürlü aydın bir Batman'ı oluşturma çabası, bir taraftan toplumun baş belası uyuşturucu... Yetkililere ve toplumsal duyarlılığı olan herkese buradan sesleniyorum. Bu şehir bizim... Bu gençler bizim çocuklarımız. Ben cesaret edip o gençlere müdahale edemedim! Şimdi buradan yetkililere sesleniyorum... Lütfen parkları daha çok denetim altında tutun, oturulur hale getirin ve gençlerimizi adım adım ölüme sürükleyen zehir tacirlerine göz açtırmayın…