Çoklukla övünmek, çokluk yarışına girmek, dünyada insanların çoğu kere kapıldığı ve aldandığı bir haldir. Çokluk tutkusu modern dünyanın simgesidir. Burada dikkati çeken husus çokluğun kendisi değil çokluğun kötüye kullanılmasıdır. Zira çokluğu ile yarışılacak şeylerde vardır. Hasenat, güzel amel, ilim gibi. Fakat bunların çoğunluğu ile böbürlenmek ve gururlanmak kötülenmiştir. Bu davranışlarda önemli olan miktar değil, samimiyet, kemiyet değil keyfiyettir. Çokluk tutkusu Kur’an-ı Kerimde Tekasür suresinin konusudur. ‘’ Çoğaltma tutkusu sizi oyalayıp durdu’’ ‘’ Ta ki kabirlere varıncaya(ölünceye) kadar oyaladı.’’(Tekasür suresi;1-2.ayetler.) Daha çok mal, servet, makam, şöhret elde etme tutkusuna kapılarak, dünyanın gelip geçici zevklerini çoğaltma yarışı ve bundan birbirinize karşı üstünlük taslama hastalığı, sizi derin gaflete düşürdü, insani ve ahlaki değerlerden uzaklaştırarak oyaladı ki, mezara girinceye kadar bu gaflet uykusundan uyanamadınız. Çokluk tutkusu: Kişinin gerçekte kendisine zarar verecek şeye yararlı diye sarılarak kendini aldatması.
Çokluk tutkusu gafletiyle uyuyanlar: ‘’Dikkat edin( büyük bir yanılgı içerisindesiniz ve bunu) yakında anlayacaksınız.’’ ‘’ Evet, yakında (ne büyük aldanış içinde olduğunuzu) anlayacaksınız (ama o zaman iş işten geçmiş olacak).’’ Hayır, eğer(aklınızı kullanıp ilahi vahye kulak vererek gerçeği doğru kaynaktan ve) kesin olarak bilmiş olsaydınız.’’ (Zalimleri bekleyen) Cehennemi (daha bu dünyada, imana dayalı, akıl ve bilinç gözüyle) görecek (ve bu tavrınızdan vaz geçecek)tiniz! ‘’ ‘’(Fakat bugün görmezlikten gelseniz bile,) onu (mahşer gününde) gözlerinizle) apaçık göreceksiniz!’’ ‘’Ve o gün, (size bahşedilen) her nimetten sorguya çekileceksiniz! ‘’(Tekasür suresi;3-8.ayetler.) Geçici nimetleri biriktirme tutkusuyla oyalanmak sizi gerçek nimetleri görür gibi inanmaktan uzaklaştırdığı için de iş işten geçmiş olacak. Eğer kavrasaydınız, çoğaltma tutkusunun sizi böyle oyalamasına izin vermezdiniz.
Kur’an-ı Kerimin pek çok ayetinde, mal ve evlat, mevki, gösteriş, çokluk tutkusunun kendilerini felakete sürüklediğine dikkat çekilir. Bunlarla övünmenin insanı asli vazifelerinden uzaklaştırdığı, Allah’ı zikre, şükre, O’nu hakkıyla bilmeye, azamet ve kudretini düşünmeye, O’na itaat ve ibadet etmeye engel olduğu anlatılır. Üstelik övünmenin ahirette hiçbir işe yaramayacağı, aksine azabı artıracak günah olduğu gerçeği bütün açıklığı ile ortaya konur. Aslına bakılırsa insanın sahip olduğu servet, evlat ve torunlar dünya hayatının birer süsüdür. Şüphesiz bunlarda fayda vardır. Nasıl dünya geçici ise bunlarda geçicidir. Bunlara kapılıp kalmamak gerekir. Bunlara karşılık Allah’ın rızasını kazandıran amellerin sevabı ise sürekli olup ahiret mutluluğuna vesiledir. Allah yolunda olanlar çokluk tutkusundan kaçınarak ellerindekini infak etmeyi zaruret haline getirmişlerdir. ‘’ Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katında olan ise kalıcıdır Elbette sabredenlere yapmakta olduklarının mükafatını vereceğiz.’’(Nahl suresi;96.ayet) Aklı selim Müslüman geçici olanlara değil, baki ve ebedi olana mesaisini harcar.
Günümüzde çokluk tutkusu insanları etkisi ve yetkisine almıştır. Modern dünyanın yapı taşıdır. Onda var bende niye olmasın. Benim ondan ne eksikliğim var. Düşünce ve duyguları insanları yönlendirmektedir. Bir evi olan ikincisini, üçüncüsünü istemekte, aracı olan daha kılasını istemekte, eşyalara modası geçmiş görüşü ile yaklaşılmakta, yediği, içtiği, giyim ve kuşamına bakmadan, helal, haram demeden daha fazlasını elde etmek için faiz bataklığına düşmekte, velhasıl bundan dolayı insanlar çokluk tutkusunun esiri haline gelmiş durumdadırlar. Dünyaya bağlananların durumunun Kur’an-i ifadesi: ‘’ Eğer dileseydik, elbet onu ayetlerimiz sayesinde (en şerefli makama) yükseltebilirdik: ne var ki o (ihtiras ve) tutkularının peşine takılarak, (sanki hiç ölmeyecekmiş gibi, şu gelip geçici) dünyaya saplanıp kaldı! Onun( gibi azgın nankörlerin) durumu, tıpkı (doyumsuz) bir köpeğin haline benzer; (kızıp kovmak için) üzerine gitsen de dilini çıkarıp hırlar,(nefes nefese solur, kendi haline) bıraksan da! İşte ayetlerimizi yalanlayan kimselerin durumu (aynen) böyledir. Ey Müslüman! Yoldan çıkan insanlara bu ibret verici örneği anlat; belki bu sayede öğüt alıp düşünürler.’’(Araf suresi;176.ayet). Çokluk tutkusunun sonucu, Dünyaya bağlanan azgınlaşır.
İnsanların yarış edercesine küfre doğru akmaları, sanki bir hedefi vurmak için müsabaka edercesine arzu ve isteklerinin peşinde gitmeye devam etmelerinden dolayı, çokluk tutkusuna müptela olmalarıdır. Çokluk tutkusuna müptela olanlar, kendilerine büyük tuzak ve ebedi zillet hazırlıyorlar. Böylece her günahı yüklenmede ebedi mutsuzluk onları bekliyor. Malla, mülkle, otorite ve makamla zahiri hakimiyetlerini sürdürenler, imana mukabil, küfrü satın alanlardır. Küfürde yarışa girenlerin kalpleri İslam’ın ruhundan ve imanın parlaklığından tamamen boştur. Çokluk tutkusundan kurtulanlar: ‘’ Mallarını gece gündüz, gizli ve açık hayra sarf edenler var ya,onların mükafatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntüde çekmezler’’(Bakara suresi:274.ayet). Göklerin ve yeryüzünün mirası Allah’a aittir. Bütün bu hazineler kısa süreliğine insanlara verilmiştir. Sonra hepsi Allah’a dönecektir. Yalnız insana Allah rızası için infak ettikleri kalır.
Çokluk tutkusundan uzaklaşmanın yolu; Allah’ın mesajı Kur’an-ı Kerime bağlı kalarak, Allah’ın Resulü Muhammedi örnek almaktır. Resul Muhammedin buyruğu: bir kimse öldüğünde onu üç şey kabre kadar takip eder. O kişinin yakınları, malı ve iyi, kötü davranışları Bunlardan yakınları ve malı kabrin kapısından geri döner. İş ve davranışları, ahirettemükafat ve ceza için ölenle birlikte kaldığını bildirmiş. Bu kıssa hayatta çokluk tutkusu, geçici, boş şeylerle oyalanma yerine, kalıcı, huzur verecek, Allah’ın hoşnutluğunu kazanacak davranışta bulunmayı tebliğ etmektedir. ‘’ Her insan neyi öncelediğini ve neyi ertelediğini fark edecek’’ ‘’EY İNSANOĞLU! Bu kadar ulu ve cömert olan Rabbine karşı seni aldatan ne?(İnfitar suresi;5-6.ayet). Yani: kendi kendini aldatmanın anlamı ne? Gurur, kişinin gerçekte kendisine zarar verecek şeye yararlı diye sarılarak kendini aldatmasıdır. Çokluk tutkusu bundan kaynaklanır. Akıllı kimse geçici olanı değil, ebedi olanı tercih eder. Selam ve dua ile.