Kolay kolay doktora gitmeyen, ilaç kullanmayan biriyim.
Hayatımda kendimle ilgili topu topu 10 kez hastaneye gitmemişimdir.
Covid meselesi gündeme geldiği günden bu yana da çevreci biri olarak kafamda, bu hastalıkla ilgili çeşitli senaryolar oluştu.
Hastalığa inanmama, bu hastalığın aslında psikolojik bir yıkım projesi olduğuna inanma, vs. vs gibi durumlar yaşadım.
Halen de kafamda bir takım sorular yok değil.
Hele hele her ne sebeple olursa olsun kimyasal ilaç ve aşıları çok mecbur kalmadıkça tercih etmiyorum.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve yaş ilerledikçe bedenimde oluşan hasarları bertaraf etmek için olabildiğince bitkisel ilaç ve sağlıklı ürünlerle yetinmeye çalışıyorum.
Sağlığıma iyi de geldiğini söyleyebilirim.
Mesela dün defneyaprağı ile karışık lavanta çayı içtim.
Bu gün sade kekik içtim.
Yarın ise yabani nane çayı günü.
Ertesi gün ekinezya çayı içmeyi planlıyorum.
Bir sonraki gün ise incir ve kayısı var menüde.
Benim ilaç listem bunlardan oluşuyor.
Bunu koronadan önce yapıyordum.
Halen devam ediyorum.
Şifalı otları da kendim doğada topluyorum.
Stoklarımda doğadan ellerimle topladığım10–15 çeşit şifalı otlar var.
Size de öneririm.
Covid ve aşı meselesine dönecek olursak;
İnansak da inanmasak da bu illet hastalık başımıza musallat olmuş ve gitmiyor.
Kolay kolay gidecek de görünmüyor.
Her gün yeni vaka ve ölüm haberleri alıyoruz.
Bu illet bulaşıcı bela bir yükseliyor, bir iniyor.
Vakalar bu ara yine yükselişte.
Bütün bu nedenlerden dolayı bilim insanları ve sağlık uzmanlarının çağrılarına kulak verip aşı oldum.
İkinci aşımı da oldum.
Ben bile aşı olduysam herkes olmuştur diye düşünüyordum.
Ama açıklanan rakamlara bakıldığında Batman’da halen çoğunluk, aşı olmamış.
Elbette bir takım tereddütler ve haklı kaygılar olabilir.
Kimse kimseyi falakaya yatırarak aşı yapma hakkına sahip değildir.
Bu, rıza ve gönül işidir.
Ama aşı olmayanlar, hem kendi sağlıklarını hem de yakınlarının ve toplumun sağlığını tehlikeye düşürebilir.
Küresel bulaşıcı hastalık olan korona ile mücadeleye destek olmak ve bizim yüzümüzden kimseye zarar gelmemesi için herkesin mutlaka aşı olması ve kurallara uyması gerekiyor.
Elbette aşı da tek başına yeterli değildir.
Bu virüs tam olarak hayatımızdan çıkmadan tedbirleri elden bırakmamak gerekir.
COVID-19 şimdiden dünya çapında 2,6 milyondan fazla insanı öldürdü.
Tehlike büyük anlayacağınız.
Bunun için de aşı olan olmayan herkes, mümkün olduğu kadar evde kalmalı ve gerekmedikçe dışarı çıkmamalıdır.
Yapılmaması gereken diğer kurallara gelince;
Gerekmedikçe ve acil bir durum olmadıkça hastanelere sağlık kuruluşlarına gitmeyin, rutin sağlık sorunlarınızı erteleyin.
Yaşlılarınızı koruyun.
Onları toplumdan ve eğer evde bir içeri bir dışarı yapmak zorundaysanız kendinizden ve diğer ev halkından da izole edin.
Corona ile ilgili her bilginin doğruluğuna inanmayın.
Aşırı derecede paniğe kapılmayın ve ruh sağlığınızı koruyun.
Temizlik, mesafe ve maskeye dikkat.
Ben ikinci aşımı yapmama rağmen halen maskemi çıkarmadım.
Dedim ya, doğal beslenen ve ilaç yerine şifalı bitkileri tercih eden biri olarak ben bile aşı olduysam, demek ki büyük bir riskle karşı karşıyayız.