Son günlerde, bir cumhuriyet kadını polemiğidir gidiyor! İyi de kimdir bu cumhuriyet kadını? Cumhuriyeti kuran mı yoksa kurulduktan sonra üzerine kurulan mı? Öncelikle cumhuriyeti kuran ve kurma yolunda kilometre taşlarını döşeyen kadınlara bakalım. Onlar geleneksel giyim tarzına sahip, dindar, muhafazakar bireyler. Arşivlere baktığımızda, cepheye cephane taşıyan, yaralıların yaralarını saran, silah kuşanıp cepheye koşan, köyde kalıp ekin biçip, çorap ören kadınlar ve hatta Atatürk’ün annesi ve eşi bu tarz giyime ve yaşam tarzına sahip. Günümüzde dayatılan cumhuriyet kadını portresi ise, Avrupai giyim ve yaşam tarzını benimseyen, dinle daha mesafeli ve arşivlerde(cumhuriyetin kuruluş aşamasında) hiç rastlanmayan çok farklı bir model! İyi de biz savaşı Avrupa’ya karşı verdik, Cumhuriyeti de bu savaşın kazanımları üzerine bina ettik. Hemen sonrasında niye düşmanımıza benzedik? Onlar gibi giyinip, onlar gibi yaşamaya başladık? Hadi tüm bunları geçtikte, cephede savaşan, varını yoğunu ortaya koyan, evladını, eşini, kardeşini şehit veren kadını niye unuttuk, sildik hatta ötekileştirdik? İlla da düşmanımız gibi giyinenleri onure edeceksek, niye onlara bunların sıfatını verdik? Onları çok daha farklı şekilde de isimlendirebilir, taltif edebilirdik. Cumhuriyet kadını demek yerine Avrupai kadın demek bence çok daha mantıklı olurdu. Sanırım bu isimden onlarda rahatsız olmazlardı. Amacımızda onları rahatsız etmek değil. Burası özgür bir ülke, isteyen istediği gibi tabii ki giyinebilir ama kimsenin, kimsenin sıfatını çalmaya yada sıfatına konmaya hakkı yoktur. Cumhuriyet kadını derken, onun için ter dökmüş, kan vermiş, gözyaşı akıtmış analarımız, bacılarımız gelir aklımıza. Onlar bu vatanı armağan ettiler bize. Onlara kan kusturan, rezil ve vahşi Avrupaya benzemek için can atan, değişik ruh haline sahip insanlar değil. “Savaş ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir” demiş bilge kral. Biz ölmedik ama düşmana benzedik. Yetmedi benzemeyenleri düşman ilan ettik. Ortada ciddi bir kavram karmaşası var. Kurt kuzuyu yiyip, postu duvara asmış, kuzunun yerine geçip ben kuzuyum demiş. Bari postu giyseydin demişler, Gerek yok, ben böylede yediririm demiş... Allah bizi hak yiyen, iftira atan, manipülasyon yapan ve insanları yanlış yönlendirmeye çalışanların şerrinden korusun. Daha aydınlık yarınlar dileğiyle sağlıklı ve mutlu kalın