?>

DA - NIŞ - MA- N -LAR

MEHMET EKMEN

8 yıl önce

Bir kurum veya ekole yahut önemli şahıs ve şahıslara danışmanlık hizmeti veren danışmanlar bu işlevi parasız
''Voluntary '' yani "Gönüllü"" olarak yaparlarsa müthiş,  ultra başarılar söz konusu olur.
Yok eğer ücretliyse, büyük meblağlar almak için bu misyon yerine getiriliyorsa hatalar zinciri oluşur.
Hesapta olmayan ve olmaması gereken negatif, vahim sonuçlar da olabiliyor.
Örnekleyelim, çok uzun yıllar önce değil, oldukça yakın bir geçmişte kupa turnuvası resmi karşılaşmada amatör ruhlu Pendikspor güya efsane olan Fenerbahçe'yi adam akıllı elemişlerdi.
Örnek iki; Arasında Dünya starı olan Türk Milli Takımı bu son oynanan finallerde.
Finale çıkarken çektiği sancıları ve dramaya hepimiz şahit olduk.
Üstelik turnuvada ki akıbeti de yürekler acısı oldu.
Gariban ve ülke nüfusu 2-2.5 milyonu ancak bulan bir Arnavutluk Milli
Takımının standartlarına bile çıkamadık.
Bizim kilerin aldıkları prim ve transfer ücretleri ise milyonlarca Euro.
Bizim çakalların çakallizm oyun ve grup davranışları hepimizi üzmedi mi?
Fatih Terim denen teknik direktör görünümlü adam yahut madam almış olduğu aylık yazılır inanılır gibi değil bu baş çakalın.
Önemli makamlarda bulunan şahısların danışmanları, çakallizmi oynayarak, kişiyi yanıltarak, oyalayarak hatta ve hatta makyajlamak suretiyle tüm yanlış ve eksiklerini görmezden gelip efsaneleştirerek kandırırlar. 
Çıkan önemli tahribatları, yanılgıları, hezimetleri de altın kaplama sanatıyla altın-mış gibi gösterebilmekte.
Son derece mahirdirler, ne de olsa bu konuların yani çakallizmde birer profesyonel aktördürler, bu asla danışılmaması gereken sahtekâr danışmanlar.
Peki, bu tür danışmanlık hizmeti alan kurum veya şahıslar realiteyi görmezden gelme yanılgı ve yenilgilerini zafermiş gibi görme hatasına düşmeleri araştırmaya değer önemli bir aksiyon değil mi?
Bu negatif sonuçlar ile ağır bedelleri görmezden gelme çok büyük bir yanılgı değil mi?
Bizler ya da makamlarda ki belirgin şahıslar nasıl oluyor da kayıtsız şartsız filtre bile etme gereği duymadan danışmanlara teslim oluyoruz, onlara inanıyoruz.
Örneğin kadirşinas başarılı birinden söz ederken öve öve bitirmezler.
Şöyle iyidir, böyle iyidir, herkes ve her şeyle barışık tır, hiç düşmanı yoktur, derler ve yere göğe sığdırmazlar anlatılan efsaneyi.
Âcizane bendeniz de diyorum ki düşmanı olmayanlar, siyahı ile beyazı aynı kefeye koyanlar zıtlıklara aynı derecede davranmak, saygı duymak eşit görmek normal mi?

Anormal mi?

A ile B düşman, ben A' ya da B 'ye de saygı duyuyorum.
İkisiyle de dostum dersem bana nasıl bir teşhis koyarsınız.
Örneğin gri siyaha bürünür, siyah mış gibi yutturmaya kalkar kendini.
Aynı gri, beyazmış edasına bürünür, kendini beyaz diye yutturmaya çalışır.
O halde grinin yapmış olduğunu, kimliğini, kişiliğini, davranışını inceleyelim, not verelim, isimlendirelim yazmaya, isim koymaya nitelik vermeye, deşifre etmeye utanıyorum ama 

gri utanmıyor, misyonun devam ettiriyor.

Olabildiğince utanmadan, aklımızla oynuyor.

Değerli okur, etrafınız da tanımış olduğunuz, bildiğiniz hatta şahit olduğunuz nice kimlik ve kişiler vardır bu örneklediğim statüde olanlar.
Bay, bayan fark etmez ama vardır, mutlaka böylesi çakallar vardır.
Sizce Fetöş, halife, mehdi, peygamber (estağfirrullah) olabilir mi? Böyle mi kandırılır insan?
Bu hasta, şizofren ruhlu adamın yaptıkları derinden üzmedi mi bizleri, sizleri, tüm Türkiye'yi.
Hepimizi, ülkemizi dahili ve harici olmak üzere getirttiği hale bakın.
Etrafındaki çakallar, yani danışmanları çakallizmi oynayarak onu  idam'lık hale getirdiler diye düşünüyorum.
Katılır, katılmazsınız  "That's  your  choise" bu sizin seçeneğiniz.

Minik bir şiirimle bitiriyorum.

 

DÜŞEN YAPRAKLAR
                                               -şiir dostu Yusuf Kavak bey'e-
 
Suni bir kaderin
Fırtınasında savrulduk,
Solmuş yapraklar gibi.
Sen Doğu'ya düştün,
Ben Batı'ya
Eylül gülleri gibi solduk,
Mevsimsiz,bahara hasret.
Ufukta karakışlar var,
Ayrılıklar,ölümler var.
Yıldızlar yerlere düştü
Güneş kapkaranlık,
Ay paramparça.
Ruhumda esintiler var,
Dipsiz dehlizler var.
Ne acıdır  ki,
Gelip de seni sevdiğim
 ve bıraktığım gibi
 görememek de  var.
                       
                                               31/07/ 2016
                                   Mehmet  EKMEN -İstanbul

 

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız......
YAZARIN DİĞER YAZILARI