Basından ve TV kanallarından da izlediğimiz, gördüğümüz kadarıyla cani vahşet dolu skandallarla eylem yapan, yıkıp yakan, kesip asan kaçıran bir örgütle karşı karşıyayız.
Yaptığı insanlık dışı eylemlerle negatif şöhretin zirvesine çıkan ve çok kısa bir sürede tüm Dünyanın dikkatlerini üstüne çeken bu örgüt nasıl kuruldu?
Kimler kurdu?
Hedefleri neydi?
İnsanlık neden çekiyor yaptıkları bu vahşeti?
Daha ne zamana kadar sürecek?
Bu örgütün bir sonu yok mu?
Bu ve buna benzer sorularla fazlasıyla doluyum.
Bu yüzden yazmak durumunda kaldım bu haftaki köşemi.
Elimde net ve ispata dayalı belgeler olmadığı halde gayet eminim ki bu kanlı örgütün odak noktası İsrail’dir.
Çünkü yaptığı her eylem BOP (Büyük Orta Doğu Projesi) olan İsrail’e fazlasıyla yarıyor.
Ortada fiilen İsrail gözükmese de ayak izleri el izleri ve yapılan vahşetin İsrail projeleri olduğu aşikâr.
Anlayan anlar.
Konuya hakim olanlar hemen çözer.
Peki, ABD, İngiltere çok mu masum?
Bu DEAŞ konusunda bence değiller.
Bu çok yönlü bir proje ve Dünyanın başına bela olmuş, olmaya devam ediyor belki de edecek.
Hatırlanacağı üzere Obama, Deaş’ın kısa sürede bitmeyeceği, bitmesinin uzun yıllar alacağını beyan etmişti.
O zaman bu siyasi ve gerçek olan açıklamasına o an itibariyle bir anlam verememiştim.
Ancak zamanla gelişen olaylar, Obama’yı haklı çıkardı.
Ben de köşemde anlatmak istediğim bu konunun tam özüne girerek daha net daha anlaşılır hale gelmesi için odağa inme gereği duyuyorum.
Şöyle ki :
ABD çevirdiği sinema filmleriyle, çeşitli fantezi ve kurgularla, heyecan veren extrem sıra dışı filimler yaparak gençliği özendirdi.
Onlara adrenealin verdi.
Anlayacağınız alt yapıyı hazırladı.
Maneviyattan uzaklaştırarak ruhsal olarak boşluklar ve uçurumlar yarattı.
Maneviyattan yoksun, boşlukta olan bir dünya gençliği düşünün.
Çalışmayan, okumayan, eğitimden uzak, hırçın, işsiz güçsüz, aşle kavramını tanımayan, uyuşturucu ve sex kölesi olan zavallı bedbaht bir gençlik.
Tüm gençleri tenzih ederim.
Bir kısmı böyle.
Oran veremiyorum. Vermek çok zor.
İstatistikî çalışmalar yapılmadan zaten verilemez de.
Ama her ülkeden var.
hatta bir kısmı da maalesef bizim ülkemizden olmak üzere var da var.
İşte bu varlar ve bu kategoriye giren gençler, görünmeyen gizli eller tarafından eğitildiler, organize edildiler, bir araya getirilip onlara hoşlarına gidecek stil ve tarzda altın tepsi de sunum yapıldı.
Taşeron firma konumunda olan ABD, zaten DEAŞ’la ilgisini, onlara yardım ve yataklık ettiğini, eline yüzüne bulaştırarak kendini ele verdi.
Bitirilmek istenmiyor.
Zaman zaman kullanılacak ve kullanılmaya çok yatkın bir örgüt.
Zaten o tarzda motife edildi.
Askeri ve savaş stratejisi de verildi, kendilerine uzmanlarca.
Hal böyle olunca gel de çık işin içinden.
Şeytan üçgeni demedim, aksine çokgeni dedim.
Adaletsiz bir Dünya var oldukça, emperyalist güçler kan emmeye devam ettikçe, yaşadığımız bu gezegen birçok anlamda siyasi, askeri ekonomi ve yaşanılır hale getirilmekten uzak, yani bir nevi cehenneme çevrilmeye kalkışılınca bu ve buna benzer illegal örgütler var olacaklardır.
Set konulamaz.
Aksine çoğalmalarına ve eylemlerine zemin hazırlanmış olur.
Bu bela ve problem skandallar odağı olan güç yahut güçler, kolay kolay sona erdirilemez.
Ancak her an, her yere saldırı ve eylem yapabilirler.
Yapmayacağının garantisi yok.
Kontrolden çıkmışlar gibi izlenimler veriyor...