7 Haziran seçimlerinden önce de aynı başlıkla bir yazı kaleme almıştım.
HDP’nin barajı geçmesini, HDP’den daha çok isteyen güçler var.
Bu güçlerin HDP’nin baraj altında kalma ihtimalini gördükleri anda, Selahattin Demirtaş’a, yakınındakilere veya kitlesine bir girişimde bulunabileceğini ifade etmiştim.
Bunun için de gerek devletin, gerekse siyasi iktidarın, canları pahasına bu girişimleri engellemeleri gerektiğini vurgulamıştım…
Engelleyemediler!
Diyarbakır bombasını da, Suruç bombasını da Ankara bombasını da…
Biz yeni bomba ve suikastlara gebeyken, HDP’liler hükümeti, hükümet HDP’lileri suçluyor!
Her iki taraf da tetikçiler etrafında dönüp duruyor.
Tetikçi belli İŞİD!
Onu yöneten, yönlendiren kim?
Aslında İŞİD’i yönlendiren güç, HDP’yi de siyasi iktidarı da bir şekilde yönlendiren güçtür.
Bu güç, birine vurup, diğerine “vurdu, sen de vur” diyor!
Aslında vuran el, her iki tarafın düşmanı gibi görünse de, vurduran el her iki tarafın dostu olarak görünüyor.
Yoksa düz mantıkla baktığınızda bomba kime yarar, HDP’ye o zaman, o koymuştur!
Emniyet, istihbarat, iktidar kimde, AK Parti de o zaman o koymuştur!
Bu tarzda yaklaşırsak, kolaycılığa kaçmış ve tetikçiler üzerinden yorum yapmış oluruz.
Halbu ki bu bombayı patlatanlar istese bunu bir devlet görevlisi veya PKK’li eliyle de gerçekleştirebilirdi!
İnanın bu çok zor değil!
Her camia örgüt veya meslek grubundan her türlü insan bulabilirsiniz. Hele bir de bu tarz güçler için bu çok kolaydır. Olmadı birini oraya sokar, o kimliği kazandırır, sonra alıp kullanır. Olmuyor mu, çoook…
Uyanık olmamız lazım. Bu saldırılar karşısında hedeflenen amacın tam tersini yapmalıyız ki amaç hasıl olmasın!
Amaç ayrışmaksa, birlik olmamız lazım!
Ayrışıp birbirimizi suçlarsak oyun tutar ve devam eder. Yeni bombalar patlar, yeni canlar yiter!
Hiçbir katil, menfaati olmayan bir cinayeti işlemez!
Suçlanan katil, şayet olaydan nemalanamıyorsa, dışarı çıkın ve olaya başka bir açıdan bakın (başka bir iş var)!
İŞİD için de bunu söylemek mümkün. Tetikçiler onlardan ama yaptıkları eylem onlara hizmet etmiyor!
Bunu masum oldukları anlamında söylemiyorum, yaptıklarının stratejik olarak menfaatleriyle çok uyuşmadığını söylemeye çalışıyorum…
Devleti suçlayanlara gelince, devlet yönetmeye aday olan herkes bilir ki böyle bir eylem, devleti siyasi, ekonomik, sosyal, askeri ve istihbarı açıdan çok büyük bir itibar kaybına uğratır.
Böyle büyük bir kayıp için terazinin karşı tarafına büyük bir kazanım koyamıyorsanız, kendinize başka bir iş bulun…
Şimdi yeni suikast senaryoları konuşuluyor, Figen Yüksekdağ’a suikast hazırlığında olan birileri yakalanmış. Muhtemelen bunların devamı da vardır.
Selahattin Demirtaş’a da suikast timi hazırlanmış olabilir.
Böyle bir suikast gerçekleşirse HDP %20 bandını zorlar mı zorlar!
Peki, HDP böyle bir ahlaksızlığın içinde olur mu, bence olmaz!
Devlet böyle bir şey ister mi bence istemez!
Ama HDP’nin %20 bandını aşmasını isteyen çok güçlü, çok terbiyesiz, çok ahlaksız ve çok vahşi mahluklar var!
Bunlar için amaca gidecek her yol mubahtır. Bunlar sadece uzun vadede kullanabileceklerinin canına önem verirler. Onun dışında her şeye ve herkese kıyarlar.
Kıydılar, kıyıyorlar, kıyacaklar…
Katilleri düşmanlarımız arasından değil, dostlarımız arasından arayın…
Kandan beslenenlerin, açlık krizleri çektikleri yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…