Osmanlı Devletinde Abdülhamit döneminde Avrupa Devletleri arasındaki çıkar çatışmalarından faydalanılarak politika yürütülmüştür.
II. Abdülhamit Denge Politikasını çok iyi yürütmüştür. Osmanlının çöküş döneminde olduğu bir dönemde 33 yıl tahtta başarılı bir politika sürdürmüştür.
Özellikle Almanya ve İngiltere arasındaki çatışmaları ve ayrılıkları Osmanlı Devletinin lehine kullanmıştır.
Osmanlı Devletinin yapmış olduğu ihalelerde Almanya ve İngiltere’yi karşı karşıya getirmiştir. Örneğin Hicaz Demiryolu ihalesinde İngiltere ve Almanya karşı karşıya gelmiştir.
O halde ki bazen Rusya ve İngiltere’yi bazen Rusya ve Almanya’yı karşı karşıya getirmiştir. Bu da gösteriyor ki Dış politikasında reel davranmıştır.
Türkiye’nin dış politikasında da son yıllarda Denge Politikası yürütülmektedir. Türkiye Amerika ve Rusya arasında çıkarlara dayanan bir politika izlemiştir.
Aslında birçok Ülke çıkarlara dayanan pragmatist politika izlenmektedir. Ancak Amerika’nın izlediği politika güven vermeyen ve itibar edilmeyen bir hale dönüşmüştür.
Amerika öyle bir Politika izlemektedir ki, günübirlik değişen sözler ve vaatler vermektedir. Sık sık zikzaklar çizmektedir.
Bu da göstermektedir ki, Amerika içeriden çok farklı güçlerin farklı yol ve yöntem izlemeleri ve ABD Başkanına baskı kurmalarından kaynaklanmaktadır.
Özellikle Yahudi Lobisi, Ermeni Lobisi, Evangelistler, Pentagon gibi güçler ABD başkanını ve Senatoyu tahakkümleri altına alıp ABD politikasını belirlemek istedikleri için zikzak sayısının yoğunluğu artmaktadır.
Türkiye dış politikasında Denge Politikasını yürüterek sonucu kendi lehine çevirmeye çalışmaktadır. Bunda da kısmen başarılı olmaktadır.
Türkiye bir taraftan S-400 alımı ile ilgili Rusya ile görüşmeler yapmakta, diğer taraftan ABD ile görüşmeler yapıp Patriot almak istemektedir.
Türkiye S-400 alımı gerçekleştirip Rusya’yı ABD’ye karşı Dış Politikasında kendi yanına çekmeye çalışmaktadır.
Özellikle Suriye dış politikasında Rusya’yı kendi yanına çekebilirse Güney sınırında Güvenlik koridoru oluşturmada başarılı olacağını düşünmektedir.
Türkiye tarafından Suriye’nin Kuzeyinde ve Türkiye’nin Güneyinde oluşturulması düşünülen Güvenlik koridorunda Rusya önceleri olumlu yaklaşım içinde gözükse de sonrasında bölgeyi Esad’a teslim etmeyi düşünecek ve bu yönde adım atacaktır.
Amerika ise genel olarak Suriye’deki Petrolü elinde bulundurmaya çalışmakta ayrıca İsrail’in güvenliği ve çıkarlarını düşünerek hareket etmektedir.
Amerika Deyr-Zor’daki Petrolü kendi kontrolü altına almış akabinde Türkiye’nin oluşturmak istediği koridora kontrollü ve sınırlı izin vermiştir.
Türkiye Denge Politikası ve mekik diplomasisi ile Güvenlik koridorunda elinde bulunduğu alanın derinliğini artırmak istemektedir.
Amerika ve Rusya’nın binlerce kilometre uzaktan gelip Ortadoğu coğrafyasını kendi emperyal emellerine alet etmelerine karşı bölge Ülkeleri istenen ittifakı sağlayamamışlardır.