Bu gök kubbenin altından kimler geldi kimler geçti.
Dünya sahnesinden yerli yabancı nice devlet adamları hüküm sürdü.
Birçoğu unutulmayacak ve daima anılacak söylem ve icraatlarıyla çok olumlu izler bıraktı. Tarihin arşivinde yerlerini aldılar ama unutulmadılar, unutulmayacaklar da. Çünkü adam gibi adamlar unutulmazlar. Mensubu oldukları milletin gönüllerinde taht kurmuşlar başlarında taçları var.
Milletin sevgi ve saygı ilmiklerinden örülmüş pahalı taçlardır onlar.
Zalim ve hainler de unutulmazlar.
Halkları perişan ve sefil iken saltanat süren ve daima lanetle, küfürle üstleri başları zihinleri, icraatları kan kokan, cinayet kokan, onursuz, kişiliksizler de unutulmazlar.
Tarih bu tür kategoriyle dolup taşanlarla dolu. Onlar da tarihin arşivlerinde rahmani değil de şeytani bölge de yerlerini aldılar.
Lanet yağıyor kendilerine hem ilahi hemde beşeri lanetlerle anılıyor.
O, onursuz, kişiliksiz, haysiyetten, şereften ve şefkatten yoksunlarla işimiz olmaz, olmamalı da…
Bırakalım onları olmaları gereken yerlerde. Örneğin Roma İmparatoru ünlü Sezar’ın senato da katledildiği ve üstünde ki yemenisinde evlatlığı ve güvendiği komutlarından Brütüs’ün de hançerinin izi vardı.
“Sen de mi Brütüs? Öyleyse yıkıl Sezar” cümlesini boşuna söylememiş olmalı Sezar. Zamanla bu söz oldukça anlamlı ve dünya tarihindeki yerini almış oldu.
An itibariyle ne Sezar hayatta ne de Brütüs? Fakat her ikisini de aynı kategoriye koymak sizce mümkün mü? Bu sıradan düz bir örnek.
Bu örnekleri çoğaltmak daha da derinliklere inmek mümkün.
Hz. Vahşi (r.a) ile Hz. Hamza (r.a) gibi, Alparslan Gazi ile Romen diyojen gibi daha kimler gelip geçti?
Şüphesiz ki iyiler, değerliler, adam gibi adam olan devlet adamları rahmetle, özlemle, güzelliklerle anılıyorlar. Kendilerinden sonra gelen nesillere adeta rol model oluyorlar. İsimleriyle yaşatılıyorlar.
İyilerin hemen hemen hepsinin ortak paydaları, adildirler, şefkat ve sevgi yüklüdürler.
Yıkıcı, talancı olmayıp onarıcıdırlar. Mecbur kalmadıkça savaşmazlar. Öldürmekten ziyade yaşatmak taraftarıdırlar.
Barışı her zaman ön planda tutarlar. Dünya malından ve konforundan alabildiğince uzak dururlar. Gayeleri ve çabaları Allah’ın (c.c) rızasıdır.
Müslüman olan devlet adamlarını kast ediyorum. Yaşam tarzları mütevazı olup, halkların yaşam şekline hayli paralel ve benzer bir şekilde yaşarlar.
Tebdil-i kıyafetle ortamı piyasayı yönetimlerinin yansımasını denetlerler.
Şatafattan oldukça uzaktırlar. Yiğit ve cesurdurlar. Ölmekten korkmazlar.
Böylesi devlet adamları, ancak ve ancak Allah’tan (c.c) korkarlar. Şan ve şöhretleri adalet ve yönetim anlayışları asırlarca söylene gelir. Hatta sınırları bile aşar.
Hz. Muhammed (s.a.v) gibi. Zira efendimizin aynı zamanda devlet adamı yönü de vardır.
Hz Ömer (r.a) gibi. Bu konuda dört halifeyi rahatlıkla örnek verebiliriz.
Elimde bir dürbün arıyorum tarıyorum. Böylesi adam gibi adam bir devlet adamının arayışı, özlemi, hasreti içindeyim.
Korkusuz ve cesurca Allah (c.c) rızası için cevap verelim hiç gördünüz mü böylesi bir devlet adamı? Var mı ortalıkta? Varsa ismi, cismi ne? Söyleyin de gidip ona katılalım.
Böylesi bir devlet adamını inanın ben bu-la-ma-dım. “Nesillerimi tükendi ne?” diye düşünüyorum.
Altın ile altın kaplamayı karıştırmayalım. İkisi aynı element ve değerde değil biliyorsunuz değil mi?
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın batmanlılar ile Sonsöz okurlarımız.