14 Mart ta yazacaktım bu yazıyı ama öyle özel günlerde yazı yazınca sanki sipariş üzerine yazıyorum gibi oluyor.
Bu yüzden son günlerde gündemde olan doktorlar ile ilgili yazımı, bu güne bıraktım.
Doktorların pandemi ile birlikte daha da çalışma koşulları ağırlaşınca haklı sitemleri arttı.
Bir kısmı mutsuzluğunu beyan ederek yurt dışına taşındı.
Bir kısmı da sorunlarına dikkat çekmek için 14–15 Mart tarihlerinde acil hastalar dışında poliklinik yapmadı ve iş bıraktı.
Bu durum karşısında iktidar ve muhalefet, doktorlar ile ilgili tartışmanın içerisine girdi.
Çok hassas ve önemli olan hekimlik mesleğinin siyasi malzeme haline gelmesi hiç hoş bir durum olmadı.
Etik ve kutsal bir görev olan hekimlik, gönüllülük ve özveridir.
Gece gündüz demeden çalışmak emektir,
Dinlenmeksizin bazen uykusuz gecelerdir.
Mücadele, azim ve sabırdır.
İnsanların sağlığını düşünerek geçen bir ömürdür.
Hastasının derdine derman olma sanatıdır.
Hastanın duran kalbi tekrar çalıştırılınca sevinç, çalışmayınca gözyaşıdır.
Doktorluk nedir, iyi bilmek gerekir.
Binbir zorluk ve özveri ile verdikleri emeğin karşılığını istemeleri en doğal haklarıdır.
Hakları sadece maddi olarak ödenemez elbette.
Her zorlukla, sıkıntı ile baş edebilmeleri için maddi ve manevi destek olmalıyız kendilerine.
Her sıkıntımızda, ağrımızda bizlere yardım eden, çare bulan doktorlardır.
Korona virüs salgın döneminde en çok yorulan ve etkilenen, doktorlar oldu.
Sadece tıbbı açıdan katkı sunmuyorlar, bilim alanında da ciddi katkıları söz konusu.
Çok riskli şartlarda çalışıp hak ettikleri değer ve ücreti almamaları kabul edilemez.
En onurlu mesleklerden olan hekimlik mesleğinin rahat bir şekilde icra edilebilmesi için şartların tekrar gözden geçirilmesi gerekir.
Doktorları dinlemek ve anlamak lazım.
Çünkü her bir doktor kolay yetişmiyor.
Yaptıkları iş kolay değil.
Birçok hekim, mesleğini yaparken fiziksel saldırıya uğruyor
Birçoğunun çalışma koşulları ve çalışma saatleri hiç iyi değil.
Ücretleri iyileştirilmelidir.
Bireysel, insani ve toplumsal tüm talepleri dikkate alınmalıdır.
Her şeyden önce, doktorlar mesleklerini icra ederken ve araştırma yaparken rahat bırakılmalıdır.
Kendi alanlarında hak ettikleri yere gelebilmeleri için liyakate göre görevde yükselme ve yetkilendirme yapılmalıdır.
En önemlisi de onları anlamak ve hak ettiği değeri vermek gerekir.