Belediye Basın Müdürü dostum, Nihat Ekinci’nin resmi olarak sahiplenmediği ama daha yavru iken sokakta bulup sahiplendiği bir köpeği var.
Nihat beyin Dost ismi verdiği köpeği şimdi 4 yaşında, kocaman oldu.
Görev değişikliği nedeni ile bir süredir Nihat bey’in köpeği bana emanet.
Birbirimize alıştık.
Her sabah işe gelişimde Dost ile mutlaka yüz yüze görüşüyoruz.
Birbirimizin hislerinden ve duygularından zamanla anlamaya başladık.
Bu sabah onu çok melül gördüm.
Aç değildi, bir hastalığı da yoktu ama keyifsizdi.
Hayvan dostu Abdülkadir Tatlı da sokakta baktığı hayvanlarda son zamanlarda bir melüllük gördüğünü söylüyor.
Onun tahminine göre köpeklerin yeni yasa ile ilgili kaygıları var.
Köpekler yasa ile birlikte kendilerini bekleyen tehlikeyi hissediyorlarmış.
Sokakta yaşayan tüm canlıların yaşam hakkını tehlikeye atan yasanın meclisten geçmesi belli ki Dost’u ve diğer hayvanları olumsuz etkilemiş.
Çok kişi bana bundan sonra sokak hayvanlarının durumu ne olacak diye soruyor.
Hayvan dostları ve çevreciler yeni yasadan dolayı kaygılı.
Başta köpekler olmak üzere sokakta ne kadar hayvan varsa öldürülmesini dört gözle bekleyen bir güruh da var.
Sokakta yaşayan hayvanların kaderini belediyelerin inisiyatifine bırakan yasaya göre sokaktaki tüm köpekler toplacak, sahiplendirilene kadar barınaklarda bakılacak.
Belediyeler yasaya göre toplama işlemine başlarsa, milyonlarca köpek ömür boyu barınaklarda bir arada ve sağlıksız ortamlarda yaşamaya terk edilecek.
Yeni düzenlemeyle birlikte, mevcut kanunda yer alan “Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir" ve “Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır” maddesi kaldırıldı.
Benzer şekilde mevcut kanunda yer alan “Tıbbî gerekçeler hariç hayvanlara ya da onların karnındaki yavrularına zarar vermeyi” yasaklayan madde kaldırılarak, yeni bir “kanuni” öldürme hakkı tanındı.
Kanundaki bu ve benzer tehditler ister istemez ürkütüyor.
Dost’u melül halini görür görmez kendisini teselli etmeye başladım.
Onları sevenlerin ve yaşamlarını güvence altına alanların olduğunu söyledim.
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesindeki maddeleri tek tek saymaya başladım;
-Sahipli sahipsiz tüm hayvanlar, ayırt etmeksizin eşit doğar ve özgür yaşam hakkına sahiptir.
-Tüm hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir.
-Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce işlem yapılamaz.
-Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel ve doğal çevrelerinde, karada, havada veya suda yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
-İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar, doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir.
-Hayvanlardan, insanın eğlencesi ve avlama aracı olsun diye yararlanılamaz.
-Hayvanlara her türlü şiddeti uygulamak yasaktır.
Hayvan haklarını Dost’a hatırlatınca morali biraz düzeldi.
Sonra bir fotoğrafını çekip Nihat bey’e gönderdim.
“Dost şimdilik emin ellerde” notunu iliştirdim.
Sadece Dost değil tüm sokak hayvanları bu zor süreçte güvence altında olmalıdır.
Yeni yasa, sokak hayvanları için bazı risk ve tehlikeleri de barındırıyor.
Mesela, hayvanı terk eden kişiye hayvan başına 60 bin ceza verilmesi öngörülüyor.
Bu ve benzer maddelerden dolayı sokak hayvanlarının sahiplenilmesi de zorlaşıyor.
İnsanların sokaklarda birbirlerinin canına kast ettiği, tehlike oluşturduğu, saldırganlaştığı, şiddet uyguladığı bir süreçte sen kalk sokak güvenliği ile ilgili tek suçlu olarak dilsiz hayvanları gör, bu büyük bir yanlış.
Siz zarar vermedikçe, hırçınlaştırmadıkça, işkence ve kötü muamele yapmadıkça hiç bir hayvan durduk yere karşısındakine zarar vermez oysa.
Bu bilinmesine rağmen hayvanların yaşamını zora sokacak ve özgürlüklerini elinden alacak olan yeni düzenleme hayata geçti.
Hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan ve TBMM’de geçen yasanın anayasa mahkemesi tarafından mutlaka iptal edilmesi gerekir.
İnsan, çevre ve hayvan haklarının birbirinden farkı yoktur.
Çevreyi korumadan, doğada ve sokaktaki canlıların yaşam hakkı savunmadan insan haklarını koruyamayız.