Kabalaşmanın anlamı yok!
Lakin ben bunu hakaret olarak söylemiyorum. Daha doğrusu insana hakaret olarak söylemiyorum. Kendimizi eleştirmek için kullandığımız tabirlerle bazen hayvanlara hakaret ettiğimizi kabul ediyorum.
Dünyayı hayvanlar yönetse, kuralları onlar koysa, cezaları onlar kesse, sizce dünya günümüzde olduğundan daha mı kötü olurdu?
Daha mı çok insan ölürdü?
Daha mı çok aç olurdu?
Daha mı çok sistem bozulurdu…
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, sistemine dokunulmayan hiçbir hayvan, kimsenin sistemini bozmaz. Kimseye zarar vermez, kimseyi rahatsız etmez, kimsenin yolunu, suyunu, havasını kirletmez!
Doyacağı kadar yer. Yediğini seçer. Seçtiğini sistemin döngüsüne uygun şekilde planlar. Planlar diyorum çünkü sadece hayvanların yaşadığı, insanoğlunun elinin değmediği alanlarda müthiş bir tertip ve düzen vardır.
Kimse kimseye haksızlık etmez. Kimse etrafı kirletmez, kimse aç kalmaz. Ortada ne ceset, ne dışkı, ne hasta nede yaşlılıktan perişan olmuş kimse vardır.
Ama insanoğlunun girdiği alanlarda müthiş bir düzensizlik, adaletsizlik, plansızlık, vahşet ve zulüm vardır.
Çünkü sistemin içinden bir tuğla çektiğinizde, zincirleme olarak bütün tuğlalar etkilenir.
Sonra da vahşet tablosu organizatörlerine hayvannnnn!
Yok yok öyle değil. Onlar bizden çok daha kibar, anlayışlı, şefkatli, merhametli, vefakar ve yardımseverler.
Siz yılana bile şefkat gösterseniz, alanına dehletmezseniz, size zarar vermez, korkutmaz.
Lakin insan, bencillik, kıskançlık, açgözlülük, nankörlük…
Geçen yaya geçidinden geçerken, düşündüm bunu. Yaya geçidinde kucağında minik bebeğiyle Batman sıcağında bekleyen bir anne vardı. Hemen yanında elinde ağır poşetler taşıyan bir genç. Yolun karşı tarafında sıcaktan bunaldığı her halinden belli olan yaşlı bir amca. Bir yere yetişmesi gerektiği hareketli halinden belli olan bir çocuk. Ama arabalar vızır vızır.
Kimse durmuyor! Kimsenin umurunda da değil.
O sıcak, o yük, o çocuk…
Halbuki, yol hakkı yayaların. Kanuni hak mı dersiniz, kul hakkı mı dersiniz, insan hakkı mı dersiniz, işte ondan.
O insanların hakkını yiyorsunuz. Hemde çok kötü bir şekilde.
Klimalı serin arabalarınızda otururken, o sıcağı, bebeği, hastayı, yükü düşünmüyor, Allah'ın verdiği nimetin kıymetini bilip şükretmiyorsunuz.
Bunun hesabının sorulacağını, hiç tahmin etmiyorsunuz!
Birde yaya geçidinde son surat geçip 50 metre sonraki ışıklarda zorunlu duranlar var ya onlara söyleyecek laf bulamıyorum!
Aynısını kışın ayazında, yağmur, çamurda da yaşıyoruz.
Kusursa bakmayın ama ben size hayvan diyemeyeceğim.
Hayvanlar asla bu kadar zalim, hesapsız ve adaletsiz olamazlar!
Siz başka bir şeysiniz!
Ceza mı diyeceksiniz?
Çok seyrek ve etkisiz. Sıklaşırsa belki etkisi artar ama bu iş birazda ahlaki zafiyetle ilgili. Ahlaklı insan, kendi hakkı bile olsa bir yaşlıyı, bebeği, çocuğu veya herhangi birini, yağmurda, çamurda, sıcakta veya yolda bırakmaz. Allah bana araba vermiş, bunun şükrünü, saygılı ve ahlaklı olarak göstereyim der.
Yanılmıyorsam 2003 yılıydı. Medikalpark hastahanesinin önünden geçerken yaya geçidinde bir bayanın beklediğini gördüm. Arabalar vızır vızır. Muhtemelen hastahaneden çıkıyordu, hasta ve bitkindi. Fren yapıp yol verdim. Arkamdan bir araba, güvenli mesafeyi koruyamadığı için ani frene asıldı. Araba kaydı ve yanıma gelip durdu. Camdan bir şeyler saydı ama muhatap almadım.
Bayan geçtikten sonra az ileride ki çömçe kavşağında kırmızı ışıkta durdum. Fren yapan araçta yanımda durup el hareketiyle camını indir, dedi. Baktım, sivil polis aracı. Camı açıp, buyrun dedim.
-Kadın çok mu güzeldi, dedi.
Nevrim döndü, gözlerim karardı!
Siz kimsiniz lan dedim. Kurallara uyup, vatandaşa örnek olması gerekirken, kurallara uyan vatandaşa hakaret mi ediyorsunuz. Kuralları mı bilmiyorsunuz yoksa vatandaş ile dalga mı geçiyorsunuz dedim.
Malum o dönemler polisler şimdiki gibi mülayim değildi. Durdururken hakaret edip belki de darp etmek niyetindeydiler. Lakin ben gazeteci kimliğinin de verdiği özgüvenle sert çıkınca, yeşil ışığın yanmasını beklemeden geçip gittiler.
Demem şu ki ceza kesmeden önce örnek olmak ve saygı duymakta önemli.
Geçiş üstünlüğü olanların dışında herkes kurallara uyar, keyfi ihlallerde bulunmaz, yerinde ve zamanında cezalar uygulanırsa, bu iş çok daha güzel olacak inşallah.
İnsan olun ve insanlığı hayvanlığa ezdirmeyin.
Hayvanlara imrenen nesilleri yaratmayın!
Kul ve insan hakkının yenmediği aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…