Alemlerin Rabbinin eşyayı amaçsız yaratmadığını görmek için, etrafımızda cereyan eden tabiat olaylarına bakarak düşünüp ders almamızı gerektirir. Düşünüp ders almamak nankörlükte direnmektir. Allah’ın mesajı Kur’an-ı Kerim düşünüp ders almamızın rehberidir. ‘’Doğrusu Biz, onu (bütün örnekleriyle) ayrıntılı bir biçimde açıklayarak insanların önüne koyduk ki düşünüp ders alsınlar… hal böyleyken insanların çoğu yine de yüz çevirmekte, nankörlükte direnmektedirler’’(Furkan suresi;50.ayet). Düşünüp ders almak Allah’ın yarattığına itibar edip, yaratanı yaratılanda görmektir. Şüphesiz her şey Allah’ın varlığına şahittir. Rahman suresi varlık alemini önümüze serer ve 31 kez ‘’ O halde Rabbinizin hangi nimetini inkar edebilirsiniz’’ ayetini tekrar ederek düşünüp ders almamızı teşvik eder.
Allah’ın insana olan rahmet, sevgi ve şefkatini Rahman suresi bildirir. ‘’ Rahman ?‘’(sonsuz rahmet ve merhamet sahibi olan Allah !) ‘’ Kur’an-ı öğretti.’’ ‘’İnsanı yarattı.’’ ‘’İnsana kendini ifade etmeyi öğretti.’’(Rahman suresi;1-4.ayetler.) Var olmak, yokluğa nispetle büyük nimet. İnsan öncelikle var olma nimetine şükretmeli. İnsan ancak talim ve terbiye ile insan olur. Eğitim ve öğretimin temeli merhamet ve şefkattir. İçerisinde yaşadığımız dünyaya bakarak düşünüp ders alalım. ‘’ Güneşi ve ayı mükemmel bir hesapla yörüngelerinde O hareket ettirmekte.’’(Rahman suresi;4.ayet) ‘’ O’dur tan yerini ağartan ve geceyidinlenme vakti, güneşi ve ayı zamanı tayin ölçüsü kılan. Bunlar her şeyi bilen sonsuz kudret sahibinin iradesiyle tayin edilmiştir.’’(Enam suresi;96.ayet.) ‘’ Güneşi aydınlığın kaynağı ve ayı ışık yansıtıcı yapan: yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye ona evreler takdir eden Allah, bilmek isteyen bir toplum için varlık ayetlerini ayrıntılı olarak açıklıyor.’’ ‘’Çünkü gecenin ve gündüzün bir birinin ardında gelişi ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı her şey, sorumluluk bilinci taşıyan bir toplum için hakikate yapılmış birer atıftır.’’(Yunus suresi;5-6.ayetler.) Düşünüp ders alan, Allah’a kulluk bilinciyle iman eden ahlaki davranış sergiler.
İnsanlara sunulan bütün nimetleri düşünüp ders almak gerekir. ‘’Gövdeli ve gövdesiz bitkiler O’nun emrine boyun eğmekte.’’(Rahman suresi;6.ayet) Secde ederler: zira secde yaratılış amacıyla uyum içinde olmayı sembolize eder. İradesiz varlıklar bile Allah’a boyun eğerken, iradeli varlık insanın baş kaldırması akılla bağdaşır mı? ‘’Yine göğü özenle O yükseltti. Bir denge ölçüsü koydu.’’(O’nun ölçülerini aşan, haddini aşar.) ‘’Ki siz (ey insanlar) dengeyi bozup ölçüyü kaçırmayın!’’ ‘’Yine istikametle ölçüp biçin, ölçme değerlendirme yaparken haksızlık etmeyin!’’(Rahman suresi;6-9.ayetler.) Kaderin tam karşılığı ölçüdür. Ölçüsüzlükte kadersizliktir. O’nun ölçüsünü aşan, kaderini yani haddini aşar. Düşünüp ders alan Allah’ın yarattığı bütün nimetlerin kadrini ve kıymetini bilir. ‘’Yine O,yer yüzünü orada yaşayan tüm canlıların (ayağı altına) özenle serdi.’’ ‘’Orada envayi çeşit meyveler, salkım saçak hurma ağaçları.’’ ‘’ve filizlenen daneler, hoş kokulu çiçekler verdi.’’ ‘’ O halde Rabbinizin hangi nimetini inkar edebilirsiniz? ‘’(Rahman suresi;10-13.ayetler.)
Düşünüp ders alan iman ve küfrü ayırandır. ‘’O iki denizi salmıştır: birbirine kavuşurlar.’’ ‘’Ama aralarında aşamayacakları tarifsiz bir engel vardır. Bir birlerine karışmazlar.’’(Rahman suresi;19 -20.ayet) Ayet lafzi delaletin ötesinde mümin ve kafirin, iman ve küfrüyle alakalı okunabilir. Hakkıyla Allah’a iman edenin, küfürle arasında perde vardır. Yine birbirine değen ve karışmayan iki deniz bilinç altı ve bilinç üstü meleklik ve hayvanlık, şuur ve bilinçli olmakla yorumlanabilir. İkisi de kendi boyutunda gereğini yaşıyor. ‘’Hakikat böyle iken, Rabbinizin (varlığınızı oluşturan Esma özelliklerinin- şuur ve bedeninizin) nimetlerinin hangi birini sayarsınız yalan? ‘’(Rahman suresi;21.ayet.)
Her can Allah’a muhtaçtır. Düşünüp ders almak gerekir. ‘’Göklerde ve yerde bulunan her varlık Allah’a muhtaçtır. Her an O (hayata ve varlığa dair) her işe müdahildir. ‘’(Rahman suresi;29.ayet.) İnsanlar O’ndan ister. Ey insanlık ailesi! Allah’a muhtaç olan sizlersiniz. Allah’a gelince O kendi kendine yeten sonsuz zenginlik sahibidir. ‘’O her anda bir şandadır.’’ Bu ayet, Allah’ın müdahil olmadığı bir alan tasavvuruna dayalı her türlü seküler yaklaşımı dışlar. Dahası kendi bedeninin işleyişine müdahil olamayan, dolaşım, sinir, sindirim, boşaltım, lenf sistemi gibi bir dolu unsurun kendi müdahalesi dışında işlediği insan, Allah’ın yarattığı varlıklara ve zamana kafa tutuyorsa, burada ciddi bir kendini bilmezlik ve algı problemi var demektir. Düşünüp ders almak gerekir.
‘’Siz ey insanlar: Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın! Allah’tan başka sizi gökten ve yerden sürekli doyuracak bir yaratıcımı var? O’ndan başka ilah yoktur. Şu halde nasıl böyle savruluyorsunuz?’’ (Fatır suresi;3.ayet) İnançta haktan yola çıkıp batılda karar kılmak, sözde doğrudan yalana kaymak, eylemde güzelden başlayıp kötüye ulaşmak savrulmaktır. İlk neden ve son gaye arasında bağı kuramamak işte bu savruluşun sonucudur. ‘’Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma! ‘’(Al-i imran suresi;8.ayet) Duası, bu tür savruluşa karşı mücadele edenlerin duası. Dostlar! Her anımızın hesabını vereceğiz. Kur’an-ı Kerim rehberliğinde Allah’ın nimetlerini idrak edip, düşünüp ders alarak hayatımızı yaşamayı gaye edelim. Selam ve dua ile.