?>

Eğitim ama nasıl bir eğitim

Faysal Yaman

1 yıl önce

Yeni bir eğitim öğretim yılına başlıyoruz. Hepimiz için hayırlı olsun.
Malum her yıla “başarılı bir yıl” ile başlamak âdettendir. Bu nedenle Milli Eğitim MüdürümüzBu yıl başarıyı arttıracağız.” Diyerek eğitime başlıyor.
Şimdi, eğitimdeki konumumuza bir bakmak gerekiyor. “Eğitim de ne durumdayız?”diye soracak olursak “Teknik olarak birçok konuda çok iyiyiz.” denilebilir.
Birkere karatahta ve tebeşirden kurtulmuşuz. Eğitim öğretim artık Akıllı tahtalarla yapılıyor. Bu bile eğitim ve öğretimimiz için başlı başına bir devrim. Eğitim programları, görsel materyaller istemediğimiz kadar bol. Tek yapılacak planlı, düzenli ve gayretli bir şekilde çalışmak.
Okul ve kurum sayımız727’yi buluyor. 7038 dersliğe sahibiz. Öğrenci sayımız sınıflara düzenli ve planlı bir şekilde dağıtılacak olsa sınıflar ortalama 22 kişiden oluşuyor.
Bu sayıları 2000’li yıllardaki 60-70 kişilik sınıflarla kıyasladığımızda çok iyi. Buna rağmen orta okul ve liselerde Gültepe gibi bazı semtlerde büyük bir yığılma söz konusu.
Meslek liselerinde ortalama öğrenci sayısı 15 iken Anadolu liselerinde bu sayı 40-45’lere çıkabiliyor. Bu konuda halkın okul türlerini yanlış anlama ve yorumlamasında ki payları büyük. Ne hikmetse Anadolu liselerini Meslek liselerine tercih ediyorlar. Anadolu lisesi mezunlarının büyük kısmının vasıfsız öğrenci olarak kalacağını düşünemiyorlar.
Demek ki plansız ve düzensiz bir durum söz konusu. Meslek liselerinin kapasitesi tamamlanırsa sınıflar 20 kişiye düşecek ama bu yapılamıyor. Aynı şey İmam Hatip Liseleri için de geçerli…

Sınıflar doldurulamıyor.

Ortada büyük bir dengesizlik var. Bir de plansızlık.

Çok büyük bir Proje olarak ortaya çıkan Mesleki Eğitim Merkezleri de sorunlarla boğuşuyor. En büyük sorun öğrencilerin staj yapacakları yer bulamaması. Üstelik staj yerinin bulunması Velilere yükleniyor ki velilerin bu işin içindençıkması çok zor. Bir diğer nokta ise Stajyer öğrencilere Asgari ücret ile orantılı verilecek 3’te bir ile 3’te iki maaş konusu. Ücretler maalesef işyerleri tarafından öğrencilere ulaştırılmıyor.Öğrenci teşvikleri tamamen İşveren teşvikine dönüşüyor.

İlimizde ki başarı oranına gelince;

Yüzdelik başarı sıralamasında 15’lerde olan Batman, 2018-2019’larda 52’lere bu yıl ise sıralama da 72’nci olarak plakamızla eş değer hale gelecek büyük bir başarıyı yakalamış bulunuyoruz!...
Buna rağmen Eğitim Müdürümüz yedi yıldan sonra daha yeni “Başarıyı yükselteceğiz.” Diyerek bizleri müjdeliyor. İnşallah bu yıl büyük başarı göstereceğiz.
Okullarımızdaki bir diğer sorun ise Tüccar mantığı ile okulların yönetilmesi. Öğrenciler müşteri;yönetici ve eğitimciler satış elemanı gibi bir mantık ile okullar yönetiliyor.
Bu mantık tamamen fedakârlık üzerine kurulu eğitim için çok tehlikeli bir yöntem. Eğitim Kurumları tüm ülkelerde maddi bir kazanç beklenilmeyen kurumlar. 
Okullarımızda öğrettim nispeten tamam denilebilir ama eğitim olarak hangi eğitimi verdiğimiz belirsiz maalesef…
Sahi! Biz öğrencilerimize ne öğretiyoruz? Matematik, Edebiyat, Fizik, Kimya, Coğrafya, Felsefe vs..

Başka bir şey var mı? Yok…

Ahlak, Edep, doğruluk, dürüstlük, Yalan atmamak, iftirada bulunmamak, fedakarlık, yardımlaşma, dayanışma, birbirlerimizi sevip sayma, değer verme, affetme, kin tutmamak, kardeşlik, dostluk, kendisi için istediğini kardeşi için isteme, hor görmeme, küçük düşürmeme, eşit davranma, hakkı gözetme, haksızlık yapmama, birlikte yaşama, birbirlerinin haklarına ve hukuklarına saygılı olma, kimsenin hukukunu çiğnememe, adaletli olma, haklının yanında durma, hak sözü söyleme, hak ile şahitlik etme, vesair vesaire vesaire…

Biz çocuklarımıza bunlardan kaçını öğretiyoruz. Hadi anlatıyoruz da kaçını yerine getiriyoruz?

Bizler; büyükler olarak örnek bir kişilik, eğitimci, yönetici, yol gösterici, ebeveyn, dava adamı, vesaire vesaire vesaire olarak bu davranışlardan hangilerini yerine getirip,örnek olarak“değerler eğitimi” adıyla ailesine, toplumuna, milletine ülkesine faydalı, yararlı birer birey olmasını sağlayacak davranışları benimsetip kişiliklerinin gelişmesinde katkıda bulunuyoruz?
Şöyle bir kendimize bir de çevremize bir bakar mıyız, hele ne durumdayız? 
“Kadı’nın dediğini yap ama yaptığını yapma” misali değişik isim ve tanımlar adı altında yeri gelince büyük büyük kelimelerle koca koca vaizler veriyoruz ama ne yazık ki iş uygulamaya gelince işimize ne geliyorsa maalesef onu yapıyoruz.
Öğrencilerimize “Üniversite sınavında başarılı olunda ne oluyorsanız olun” ilkesinin uygulayıcısı  olduk.
Bizler öğrencilerimize gerçekten Eğitim olarak ne öğretiyoruz?

Yeni nesle hangi amaç, hedef ve gayeler doğrultusunda eğitim ve öğretim veriyoruz?

Bu konularda gerçekten ciddi ve köklü bir şekilde durup düşünmemiz gerekiyor.
Hedefimiz, gayemiz, amacımız kaybolmuş, insan olmayı unutmuş bir şekilde mal ve makam aşkıyla insani, irfani,manevi tüm ilkelerimizi ayaklar altına alarak bencil, çıkarcı, menfaatperest, nankör, zevkine, şehvetine düşkün, ahlaktan, edepten, ardan, hayadan, terbiyeden uzak cinsel duygu ve arzuların etrafında koşan, dönen, yol alan bencil, egoist, hep kendine yontan bir nesil yetiştirir olmuşuz…
Maalesef günümüzde eğitimimizin hali Prf Dr.  Ahmet ŞİMŞİRGİL’in dediği gibi “Gençlik Deizim, Ataizim ve LGBT kıskacında mahvolmuş.” Gidiyor Diyor.

Sizlerce de bu tespit doğru ve yerinde değil mi?

Selam ile hayır ve başarı ile dolu yeni bir Eğitim Öğretim yılı diliyorum.
YAZARIN DİĞER YAZILARI