Aslında asla böylesi bir köşe yazmak istemezdim.
Ancak Birleşik Arap Emirlikleri’nin ceddimiz Osmanlıyı indirekt olarak da olsa hırsız yerine koymaları fazlasıyla kanıma dokundu.
Bu kimliksiz kişiliksiz ehli keyif ırkın tellerine bir dokunmak istedim.
Aralarında temiz ihlâslı ve adam gibi adam olanlar da yok değil.
Onları tenzih ederim.
Uzun yıllar yurt dışı hayatım var.
Zaman-zaman Araplarla bir şekilde tanışırdık.
Kendilerine nerelisiniz?
Diye sorduğumuzda kimileri göğsünü kabarta-kabarta Birleşik Arap Emirliklerindenim diye cevap verirlerdi.
Yahut Suudi Arabistanlıyım diye övüne-övüne kendilerini ifade ederlerdi.
Oysa bizi bir araya getiren ortak paydamız olan İslam inancıydı.
Müslüman kardeşliğimizden ötürüydü.
Maddi olarak değil de manevi olarak onlarla dostluklar muhabbetler yapardık.
Amerika’da şimdi aklıma o anılarım geldi.
Üzülerek ve acı çekerek yazma gereği duyuyorum.
Osmanlıyı yani ceddimizi hırsız yerine koyan bu ehli keyif korkak Arap kavmi, gayrimüslimler kadar dürüst ve cesaretli olamadılar.
Örneğin, Birleşmiş Milletlere kadar gelen bu Kudüs oylamasında maskeleri düştü.
Şerefsiz ve kimliksiz oldukları nasılda çıktı ortaya.
Örneğin, Mısır’ın tutumu ve yine Suudi Arabistan’ın sinsi ve gizlice vampir emperyalist Trump’la yapmış oldukları plan ve projeler inanılır gibi değil.
Bakın biz Türkler Filistin için Arakan için yapmadığımız kalmadı.
İslam’a İslam dinine olan saygımız, inancımız, ihlâsımız bizleri her türlü fedakarlığa götürüyorken onların birbirlerine olan tutumlarına bakın.
Kıbrıs çıkartması için onlar yanımızda yer almadılar.
Tabi rahmetli Kaddafi istisna.
Yardım etmediler taraf olmadılar.
Halen KKTC’yi tanımayan onlarca Arap ülkeleri var.
Sözüm ona bizim din kardeşlerimizdirler.
Bu kardeşlik yüce kitabımızın ayetlerinden geliyor.
İlahi emir olarak “Müslümanlar kardeştirler” ve efendimizin veda hutbesinde de bu konu ve bu kardeşlik ne güzel emredilmiş.
Peki, İslam’dan gelen kardeşliğimizin gereği biz Türkler fazlasıyla ve inanılmaz fedakârlıklara milletçe görevimizi yaptığımız halde bu Arap kardeşlerimizde yapıyorlar mı?
Geçmişte de olsa yaptılar mı?
Gelecekte de yapacaklar mı?
Hiç sanmıyorum.
Irk bozuk ırk defolu vur patlasın çal oynasın her tür zevke ehli keyif davranış ve benzeri sapıklığa israfa son derece müsait olan bu kavimden bize hayır gelmez.
Ama bu bizim de onlara karşı tavır alıp onlar gibi olmamızı elbette ki gerektirmez.
Yine inancımız gereği ve yüce Allah’ımızın emirleri ayetleri gereği bizler bizlere düşen görevleri yaparız yapmalıyız fikrindeyim.
Ama asla onlardan da beklemeyelim.
Bakın Irak’ın nasıl parçalandığına ve son durumuna, Suriye hakeza Yemen daha da beter ve daha diğer nice Arap ülkeleri…
Parçalandılar bölük-bölük oldular.
Emperyalistlere yem oldular.
Ne acı ki bu kavmin bu ırkın zengin ülkeleri de Trump’ın yanında oldular.
Ondan korktular, onunla işbirliği yaptılar ve halen de yapıyorlar.
Aslında yazılacak çok şey var bu kişiliksiz bu terbiyesiz ve ceddimize laf atan itham eden arsızların hakkında evet yazılacak çok şey var.
Tramp da oylamada ağzının payını aldı ve çıkan karar onu fazlasıyla da rahatsız etmiş olmalı ki tehditlere ve gayri insani davranışlar da bulunmaya çalıştı.
Ağzının ayarı bozuldu salyaları akmaya başladı.
Siyonist Netanyahu’da çıkan kararı tanımadığını söylüyor.
Ama bizler ülkesinde yapılan istifa mitingleri ve hırsızlığı ailece aile boyu yapmış olduğu hatta savcılıkta ifade vermiş olduğu halini tanıyoruz ve lanetliyoruz.
Çok iyi biliyor çok iyi tanıyoruz.
İşte ben böyle düşünüyor böyle yazıyorum.