Bir Pazar sabahı uyanıp da keyifli bir kahvaltıya odaklanırken kesilen elektrikler yeterince moral bozuyor.
Neyse ki sevgili komşumun mesajla kahvaltı daveti kurtardı sabahımızı.
Mükellef bir kahvaltı sofrası ve akabinde komşumun kısa da olsa saz dinletisi keyfimize keyif kattı.
Çok alenileştirmesem de yazdığımızı bilen yenge hanım, “hiç yazmıyor musunuz?” diye sorunca, “neyi?” dedim, “elektrik kesintilerini” diye tamamladı sorusunu.
Yazıyoruz yazmasına da pek hükmü yok yazdıklarımızın diye cevap versem de yeniden değinmek istedim elektrik kesintilerine.
Hafta içi çalıştığımız için farkına varmasak da sıklıkla kesiliyormuş elektrikler.
Batman’ın kalburüstü kabul edilen Gültepe Mahallesinde elektrik bu denli sıklıkla kesiliyorsa kalbur altında kalan mahallelerde ne durumdadır düşünmek bile geriyor beni.
Özelleştirileli kaç yıldı oldu bilmiyorum ama özelleştirilip iyileştirileceğini umduğumuz elektrik dağıtım işinin maalesef hala rayına oturmadığını ve elektrik hizmetini hala kesintisiz alamadığımızı ve kesintilerden bu kadar şikâyet varken bunu ne kurum yetkililerinin ne de başkasının umursamaması çok can sıkıcı.
Dicle EDAŞ’ın sitesine baktığımda sadece Ocak ayının şu gününe kadar bile planlı 8 kesintinin yapıldığı plansızların ise hesabının tutulamayacak kadar çok olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Yaz kış sonu gelmeyen kesintilerin ortaya çıkardığı her türlü sorunun hesaplanıp ortaya konmasa da ciddi bir mali külfeti ve sağlığımıza olumsuz yansımalarını olduğunu düşünüyorum.
Tabi ki Dicle EDAŞ’ın böylesi sorunlara ve şikayetlere kayıtsız kalmaması ve bir an evvel iyi bir altyapı ile kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor.
Ne yaptığını neler yaptığını kendi adıma bilmediğimi ama bir mağdur olarak bilmek istediğimi söylemeliyim.
Özellikle yeni yeni doğalgazla ısınmaya başladığımız ve elektrik kesilince maalesef ısınamadığımız şu kış soğuğunda, hastanelerin domuz gribi paniğiyle ana baba gününe döndüğü ve de domuz gribinden ölümler yaşandığı şu mevsimde biraz daha bu kesintilerin üstünde durmalarını beklemek her Batmanlı gibi benim de hakkımdır.
Yoğun kar yağışıyla geçirdiğimiz bir haftanın ve ardından ısınan havalar ve içimizi ısıtan bir güneşin akabinde yine bizi bekleyen kar yağışı olduğunu söylüyor hava tahminleri.
En azından şu sıcak günlerde umuyorum ki DEDAŞ tedbirini almış arızalarını onarmış altyapısını iyileştirmiştir desem de bakmayın dediklerime.
Hiçbir şeyin değişeceği yok.
Yıllardır bu kesintilerle yaşamasını öğrendik.
Eskiden beridir elektrik dağıtım şirketleri adı ne olursa olsun fark etmez, kesintiler için her türlü mazereti kullandı, kullanmaya devam ediyor.
E. C. Mckenzie’nin meşhur bir lafı vardır. “Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol, istemeyen mazeret bulur”
Daha önce de ifade etmiştim. Kime ait olduğunu hatırlamasam da çok hoşuma gider…