Tanrı, evreni ve insanları, insanlar medeniyetleri, medeniyetler beni yarattı.
Adım, Hasankeyf.
12000 yaşındayım.
Benden önceki zaman hakkında hiçbir bilgim yok ancak, yaşadığım 12000 yıl boyunca gördüklerimi, tanık olduklarımı sizler, siz benim katillerim, hayal dahi edemezsiniz.
Ölüyorum ben; öldürdünüz.
Sizler benim katillerimsiniz. Sizler medeniyetin, kültürün, tarihî mirasların düşmanı olan barbar bir topluluksunuz.
Irkçı, kavmiyetçi, dînci, mezhepçi, sınıfçı ve cinsiyetçi bir topluluksunuz.
Bana acıyasınız diye yazmıyorum bu vasiyetimi.
İbrahim Sadiyani’nin dizeleriyle başladım sözlerime.
Uzun zamandır Hasankeyf ile ilgili bir şeyler yazayım diyordum bugün gördüklerimin karşısında daha fazla bekleyemedim.
Gördüğüm manzara kaşsısında boğazım düğümlendi göz yaşlarıma hakim olamadım ne hale getirmişler güzelim Hasankeyf’imizi kendi tarihlerinin kedi geleceklerinin katilleridir bu insanlar!
Tarih bu 21. Yüzyıl insanlarını affeder mi bilmiyorum, pekte sanmıyorum, ben bu katliama karşı koyamadığımız için kendi halkımı affetmiyorum. Yangından mal kaçırırcasına iş makinaları o güzelim tarihi yerleri acımadan yerle bir ediyorlardı.
Ben yasaları iyi bilmiyor olabilirim ama şunu iyi biliyorum ki sit alanında yeni yapılanmalara yer yok aksine koruma altında olmalı.
Nasıl kıydınız 1200 yıldır tarihimizi dimdik ayakta tutan Dicle’nin kucağındaki Hasankeyf’e?
Onlar doğanın âşıklarıydı onlar 1200 yıldır birlikte yaşıyorlardı nasılda Hasankeyf’i Dicle’ye boğdurdunuz?
Gelecek nesillere nasıl hesap vereceksiniz?
Adına şiirler türküler yazılan ne sevdalar ne aşklar yaşanan o yıkılmış sokaklarda dolaşırken nöbetini tutuğumuz günler gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti.
Affet bizi Hasankeyf seni doğa ve tarih düşmanlarından koruyamadık senin 12000 yıllık tarihini 50 yılık bir baraja kurban verdik.
Af et bizi Hasankeyf, affet bizi tarih, affet bizi doğa, affet bizi geçmişimiz, affet bizi geleceğimiz, affedin bizi insanlık…