?>

Erbil izlenimleri–3

Recep Kavuş

6 ay önce

Mesleğim icabı birçok ülkeyi ziyaret etmiştim.
Daha önce bu kadar yabancılık çekmediğim bir gezi olmamıştı.
Bu ziyaret, yabancı bir ülkenin topraklarındaymışım gibi gelmedi bana.

Kendimi Batman’daymış gibi hissettim.

Erbil halkı, misafirperverlikleri, mertlikleri ve dürüstlükleri ile 80’lı yıllardaki Batman’ı hatırlattı bana.

Misafirlerini o kadar içten karşılayıp ağırlıyorlar ki bu yaklaşım beni çok duygulandırdı ve etkiledi.

Bana göre bu geziye damgasını vuran, Erbil halkının ilgi, alakası ve misafirperverliğiydi.

Sadece araba ile Erbil’in içinde yaptığımız gezi esnasında 200 km yol alarak üniversiteden tutun, müze, kale ve bağ bahçelerine kadar görülecek değerli ne varsa hepsini ziyaret etme şansımız oldu.

Akşamları da ev, konak ve köylerde misafir edildik.
Bir yüzü Avrupai, bir yüzü de Asya’nın tipik köylerini andıran Erbil bu hızlı gelişimi ile Başkent Bağdat’ı yakalayacak gibi.
Şehrin bana göre tek eksiği altyapı ile ilgili eksiklikler.
Kanalizasyon, su, doğal gaz, yeraltı ve enerji şebekesi, özellikle sanayi siteleri, kenar semtlerde ve köylerde yol sorunu tam olarak çözülmüş değil.
En önemli sorun da daha önceki izlenimlerimde değindiğim gibi elektrik ve su sorunu.

Elektrikler sürekli kesiliyor.

Su ise çoğunluk olarak merkezi değil, bireysel ve lokal yöntemlerle karşılanıyor.

Kuyu yöntemi ile su karşılandığından Erbil’de yeraltındaki su seviyesi 300 metrenin de altına inmiş durumda.

Şehrin kenar semtlerinde kurulan su istasyonlarında mazot satılıyormuş gibi tankerle su satılıyor.
Bir taraftan da Irak devletindeki en yüksek bina Erbil’e inşa edilmiş.
En lüks daire ve villalar yapılmış.

Zengin kesim, Avrupa sosyetesi ile adeta rekabet halinde.

Kıyafet, makyaj ve takı ürünlerinde dünyada modasındaki gelişmeler an be an takip ediliyor ve değişime ayak uyduruluyor.

Kadınlar özellikle makyaj ve şık görünmeye özel önem gösteriyor.
Erkeklerin ise geleneksel elbiselerini tercih edip çoklu evlilik yapması Erbil’de çok yaygın.
Onlara göre birden fazla kadınla evlenmek gayet normal, beşinci evliliği yapanlarla da karşılaşıyoruz.

Buna rağmen boşanmalar çok az oluyormuş.

Yasalar ise çokluğu evliliğe engel değil burada.

Aile içerisinde ve toplumda erkek egemenliği tam olarak hakim.

Kamuda kadın çalışan sayısı oldukça az.

Özel sektörde de özelikle mağazalarda ve ofislerde çalışan kadınlarda ya mülteci ya da yabancı uyruklu kadınlar görülüyor.
Yerli halktan kadın çalışan olarak pek kimse yok.
Eğlence ve yemeğe çok düşkünler.

Erkekler özelikle futbol ile ilgileniyor.

Çoğunun ilgi duyduğu ve taraftarı olduğu takımlar ise İspanya takımları.

En çok Barcelona ve Real Madrid takımlarının taraftarları var.

Bu takımlar karşı karşıya geldiğinde veya bu takımlardan biri şampiyon olduğunda gençler sokağa inip sevinç gösterileri yapıyor ve hayat duruyormuş adeta.

Erbil-Batman hattı ile ilgili bu günlük tavsiyem ise her bakımdan diyalogların artırılması.

Sosyal, ekonomik ve turizm alanında güçlü bağlar oluşturulabilir.
Bunun için Erbil ve Erbil’e bağlı il ve ilçeleri de kapsayacak ilişkilerin geliştirilmesi için plan ve programlar hazırlamak lazım.
Doğru temelde ilişkilenme, her iki tarafa da sosyal ve ekonomik açıdan büyük yararlar sağlayacaktır.
Meseleye sadece ticari açıdan yaklaşmamak lazım.
Her bakımdan Erbil’in Batman’a katacakları var.
Batman’ın da Erbil’e katacakları vardır.

Bağları ve iş birliğini güçlendirme adına Erbil ve Batman, kardeş şehirler ilan edilebilir.

Dil, inanç ve kültür farklılıklarının olmadığı iki şehir arasında bu adım atılırsa eminim gerisi de gelir.

Şimdilik Erbil’den anlatacaklarım bu kadar…

Yarın Süleymaniye, Dohuk, Zaho ve dönüş yolu izlenimlerini sizlerle paylaşacağım. 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI