Siyasiler seçim öncesi reklâmlar yapıyor.
Sınırsız, limitsiz, olmayacak vaatlerde bulunuyorlar.
Seçilmeleri halinde neler yapıp yapmayacaklarını anlatıyorlar.
Medyayı adeta kuşatıp icraatlarını anlata anlata bitiremiyorlar.
İnanın kendilerinin bile inanmadıkları ''ya-lan-lar-la'' seçmeni av yerine koyup oy avcılığı yapıyorlar.
Seçildikten sonra telefonlara bile çıkmıyorlar.
Hep aynı nakarat. Aradığınızda bir X şahıs, kendisinin danışman olduğunu, sonra sizi aratacağını belirtiyor.
Peki, sonra arıyor mu?
Tahmin ettiğiniz gibi… Arar mı?
Siyasiler suçlara karışıyor. Yargılanıp görevlerinden atıldıkları da oluyor-sayıları az da olsa-
Güçlü ve sırtı kalın, özellikle de cüzdanları hayli kabarık tuzu kuru olanlar yargılansalar da sütten daha da ak bir şekilde aklanmayı başarıyorlar.
Üstelik kamu vicdanında kara bir leke olarak kaldıkları halde ne çekiyorsak etik ''o-la-ma-yan'' bu siyaset tarzından, hırsız ve arsızlardan çekiyoruz.
Üstüne alınanlar hırsız ve arsız olduklarını bir anlamda kabulleniyorlar demektir.
Temiz olanların hem alınmayacağını hem de bana katılmaları gerektiğini düşünüyorum.
Peki, etik olmayan bu siyaseti bu siyasileri çekmek, onlara katlanmak zorunda mıyız?
Bilinçli olmayıp, elekten geçirmediğimiz sürece seçimlere ve adaylara adam akıllı odaklanıp araştırmamakla beynimizdeki sicillerini irdelemediğimiz sürece ya yine kendilerini ya da aynı kategorinin benzerlerini seçerek yapacaklarına sebep olup onlara bir nevi dolaylı olsa da zemin hazırlıyoruz.
Sayın Arınç'ı beğenmekle beraber haksız ve hatalı yönlerinin de olduğunu düşünüyorum. Neden mi?
On yılı aşkın uzun bir süre oldukça yetkili ve etkili makamlarda olduğu halde AK Parti'de bir takım düzeltmeler yapamaz mıydı?
Sayın Gökçek hakkında açıklamalarda bulunacağını ve belgelerle konuşacağını beyan ettiği halde ne için sustu?
Sözünde neden durmadı? Eğer Gökçek suçluysa suça göz yummak ve savcılara ihbar etmemekle o suçlara karşı pas geçerek kendisi de bir nevi suç işlemiş olmuyor mu?
Öze gelirsek ülkemizde siyasilerin sicilleri temiz değil. Ak değil.
Onlarca yıldır bu durum, bu haller böyle gelmiş böyle gidiyor. Bu nahoş ve mide bulandırıcı eylem ve davranışlar acaba siyasetin bir siyaseti mi? Yoksa iftira ve yalan mı?
Kandırılıyor muyuz?
Takdir ve yorum kamuoyunun, milli iradenin ve mahkemelerdeki tozlu raflarda zaman aşımına uğramış ispatlı, şahitli belgelerindir diyorum.