Yusuf (as)’ın kıssasını bilmeyenimiz yoktur. Allah’u Teala “Yûsuf ve kardeşlerinde (hakikati arayıp) soranlar için ibretler vardır.” der. Aslında Hz. Yusuf’un kıssası başlı başına toplumsal bir olayı incelemektedir.
Kıssa şöyle başlar. Yusuf, babasına bir rüya gördüğünü söyler. Babası, "Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma. Yoksa sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır." diyerek uyarır.
Yusuf’un babası Yakup (as) bir peygamberdir… Yusuf bir peygamber oğlu, dolayısıyla kardeşleri de peygamber çocukları…
Rüya; Yusuf’un gördüğü, yorum; Allah’ın nimet vermesi, tavsiye; rüyanın kardeşlere anlatılmaması, öngörü; ona tuzak kurulacağı, amel; yapılanın şeytanca olduğu, sonuç; ”Rabbin hakkıyla bilmesi, hüküm ve hikmet sahibi olması…
Ve olan olur. Kardeşlerinin kıskançlık ve hased damarları kabarır. "Biz güçlü bir topluluk olduğumuz hâlde, Yusuf ve kardeşi babamıza bizden daha sevgilidir. Doğrusu babamız açık bir delalet içindedir." Diyerek babalarını delaletle suçlarlar. Topluluk olmalarını, kendilerini haklı ve üstün görmek için yeterli görürler.. Çoğunluk oldukları için güçlüdürler. Güçlü oldukları içinde haklı...
Yusuf ise tek başınadır.
Çoğunluk olan Peygamber çocukları, şeytani amellere sahip olsalar bile haklı ve üstün olmalıydı. Çünkü çoğunluktular. Bu şeytani düşünceleri onları; “Yusuf’u öldürün veya onu bir kuyuya atın ki babamızın yüzü sadece bize yönelsin.” diyebilecek kadar şeytanlaşmıştı. Üstelik yaptıklarının çok kötü olduğunu bilmelerine rağmen…
Bunu yaptıktan sonra tövbe edip salih kimseler olacaklardı. Böylelikle hem babalarını ve hem de Allah’ı ikna ederek tertemiz kalacaklardı.
Ne güzel bir dava!..
Önce haksız yere öldürmeyi düşün, sonra karanlık bir kuyuya atarak ölüme terk et, sonra da tövbe et ve salih insan ol…
Ne şeytanca değil mi? Şeytan gerçekten insanlar için apaçık bir düşman.
Dediklerini yaptılar. Yusuf’u karanlık bir kuyuya attılar. Böylece Yusuf’un kardeşleri ondan kurtuldu. Yusuf’u ortadan kaldırmakla babalarının sevgisini kazanacaklarını sandılar. Ortam, tamamen onlara kalacaktı. Hile ile tuzak kurulmuş, şeytanları onlara yol açmıştı.
Aslında şeytan, kötü amelleriydi. O, ameller onları şeytanlaştırmıştı.
Sıra babalarını kandırmadadır.
Yusuf’un kanlı gömleği ile ağlayarak babalarına geldiler. "Ey babamız! Yusuf’u kurt yedi. Her ne kadar doğru söylesek de sen bize inanmazsın" deyip kanlı gömleği önüne attılar. Kendilerince bir delil sunmuşlardı. Ama o delilde yalan attıklarını gösteren bir gerçek vardı. Yakup bunu görür. "Nefisleriniz sizi aldatıp böyle bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek ancak Allah'tır." Diyerek onları Allaha havale edip sabretme yolunu tutar.
Böylece masum ve pak olan Yusuf’u bin bir çeşit hile ve dalaverelerle beldeden uzaklaştırırlar. Artık ortam onlara kalmıştır. Babalarının onları daha çok seveceklerini zannederler. Ancak bu şeytanca planlar babalarının onlara olan güvenini bitirmiştir. Yakup (as) nefislerin şeytanlaştırmasının en büyük felaket olduğunu bilmektedir.
Evet, kısaca hikaye böyle…
Ve tarih boyunca herkes bu hikâye de Hz. Yusuf’u mazlum, kardeşlerini ise zalim bilir. Ta ki günümüze gelene kadar…
Şimdi şu soruyu sormak gerekiyor.
Sizce Hz. Yusuf’u öldürmek isteyip sonrada onu karanlık bir kuyuya atan kardeşleri mi haklıdır yoksa tek başına kalan Yusuf mu?
Varın buna da siz karar verin… Ama kararınız bu gün alınan kararlara göre olsun!…