Düz mantıkla, en anlaşılır bir dille ifade etmek gerekirse felsefe, laboratuar koşullarında uygulaması olmayan, matematik, geometri gibi net ve kesin sonuçlar ortaya koyamayan yani gerektiğinde beyazı siyaha dönüştürmeye, savunma, gibi aldatarak göstermeye çalışan adeta laf ebeliği yapan bir daldır.
Buradan özetle şu konuya değinmek istiyorum:
Tarih itibariyle 24/05/2016
65. Hükümetin Bakanları -Başbakan Binali Yıldırım diyemeyeceğim çünkü henüz oylamaya geçilip güvenoyu almış değil, AKP Genel Başkanı demek daha doğru olur-Binali Yıldırım tarafından açıklandı. Odaklanarak izliyorum. Dikkatle bu hayli zengin beyefendiyi dinliyorum.
Ülkemizin onlarca hayati önem arz eden sorunları var. Sosyal anlamda, ekonomi alanında, eğitim ve bilimsel çalışmalar alanında alınması gereken yollar, yapıcı, onarıcı hamleler var. Bu var’ları sıralamak çoğaltmak o kadar mümkün ki bir köşe yazısına sığmayacak kadar çok miktar da var’lar var.
Bu muhterem kürsüye çıkmış konuşuyor. Kendi deyimiyle sesi arıza moduna girip konuşmasını engelliyor-muş. Aslında konuşmasa da olur, konuşacağına icraatlara değinse çok daha doğru olur- konuşmak, vaat etmek hatta felsefe yapmak o kadar kolay ki ancak vaatleri yerine getirmek o kadar önemli ve elzem ki felsefeye başvurmadan açıkça açıklamak çok daha gerekli değil mi?
Bu muhterem zat Binali Yıldırım ne edip edip felsefeye sığınıyor, birilerini yere göğe sığdıramıyor aslında onu çok iyi anlıyorum. Verilen moda sadık kalmak istiyor, zaman zaman öfkeleniyor Ak Parti Gurup Toplantısındaki kürsüdeki konuşmasında.
Dinden konuşuyor, Ak Partinin epi krizini okuyor zaten okumayan da yok ya.
Halk diliyle konuşmaya çalışıyor. Aklına gelen ve o an hatırladığı her kesime hitap etmeye çalışarak haklardan, iş aş ekonomisini anlatıyor.
Daha önceki makalelerimde eleştirdiğim Milli Eğitim, Sağlık, Maliye ve diğer konulardaki politikaları tutmamış ki bu Bakanlar değiştirildi. Eleştirmekle ne kadar haklıymışım. Adeta eleştirimi teyit ettiler.
Göreceğiz ve gözlemleyeceğiz bu politikaları tutacak mı? Demek ki Batman Sonsöz Gazetesi ve yazarları olarak yazdıklarımız tarafsız ve doğru olmuş ki hükümet de eleştirilerimiz doğrultusunda icracı Bakanlarını değiştirdi.
Ancak AK Parti doğru politikalar üretememeği sürece şahsen ben eleştirmeye devam edeceğim.
Doğru ve başarıları olursa tabii ki onları da yazacağım. Tarafsız, objektif yazmak cesurca yazmak ne pahasına olursa olsun yazmak erdem bir davranış olmalı diye algılıyorum.
Eğer bu ülkede demokrasi varsa eleştiren yazılarımız da olacak. Olmalı Demokrasi gereği.
Felsefe yapmak kolay birilerini övmek çok daha kolay ve getirisi oluyor. Olmalı ki bir çok kişi hep aynı kişi övmeye devam ediyor.
Zamanı geldiğinde övenler de kim ve hangi mevki de olurlarsa olsunlar yıldırım hızıyla, ışınlandırılıyorlar-Sayın Davutoğlunun lazer ışınıyla ışınlandığı gibi-
Her şeye rağmen felsefe bilimiyle mix edilerek “Kişiye Özel” edebiyat yapmak, göze kulağa hoş gelen slogan ve deyimlerle övmeye devam dedim ya, getirisi var bu övme edebiyatının hatırı sayılır makam ve mevkilere getiriyor bu övgü edebiyatını yapanları.
Yalnız överken dikkat edilmeli Allah sesinizi kısarsa fazla övmenize müsaade etmezse susar kalırsınız.
Öyle ya Mevla neylerse güzel eyler. Allahtan sesiniz kesilirse konuşamazsınız.
Soluğunuz kesilirse inanın ki yaşayamazsınız unutulmamalı ki Hâkimiyet ve mutlakıyet ancak ve ancak Yüce Allah’ındır. Fanilerin değil.
Azıcık ben de felsefe yaparsam siyasi şahsiyetlerimizi rol model alarak sizce ayıp olur mu? Bitiriyorum ama felsefe yapmadan, mantıkla, inançla bitiriyorum Yüce Allah mazlumların ve haklıların gerektiği gibi inananların yanındadır tarih ve geçmişteki deneyimler bunu hep böyle göstermiştir.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.