Sonucu belli oyunları seyretmek, çok heyecanlı değildir demek, hayatın olağan akışına terstir. İnsanlık tarihi boyunca oynanan tüm oyunların sonucu bellidir aslında. Sadece kazanma şekilleri farklıdır. Bazen fethederek kazanırsınız, bazen anlaşarak, bazen can vererek… İşe heyecan katan durumda budur. İnsanlar kendilerini suyun akışına bırakır bazen, bazen de suya karşı kulaç atar, aslında suyun fıtratı bellidir, insanında… Onları yaratan, onlara hükmeden, onlara bir yol çizmiştir. Bu yolun nereye çıktığı da nasıl çıkacağı da bellidir. O yola müdahale edilirse, işte o zaman işler karışır! Tarihe baktığımızda, doğan tüm çocukların katledildiği zamanda bile Yaradan bir çocuğu alıp, o katilin sarayına sokuyor. O katilin elleriyle büyütüp, o katilin sarayını başına yıkıyor! Musa diyor! Herkesin puta taptığı bir diyarda, put yapıp satan birinin evinden bir çocuk çıkıyor, tüm putları kırıp, baltayı en büyüğünün boynuna asıyor. Ahali afallıyor. Kendi ellerimizle yaptığımız bir heykel, bunu yapamaz diyor. Çocuk, o zaman kendi ellerinizle yaptığınız ve hiçbir şey yapamayan bir heykele niye tapıyorsunuz, diyor! Ahalinin devreleri yanıyor. Verecek cevap bulamayınca, cevap bekleyeni yakmayı deniyorlar. Onu yaratan, onu yalnız bırakmıyor. Ateşi suya, odunu balığa çeviriyor. Mancınıkla ateşe atılanı da selamete erdiriyor. İbrahim diyor! İnsanların kendi doğurduklarını canlı canlı toprağa gömdüğü bir memlekette doğuyor bir çocuk. Sisteminiz yanlış diyor. Ona makam, para ve kadın teklif ediyorlar. İnsanları kandırabilecek en güçlü üç silahı sunuyorlar. Ama O, onlara ve tüm süper güçlere meydan okuyor. Birkaç kişinin dışında herkes ona düşman kesiliyor, akrabaları onu taşlatıyor ama o kazanacağını biliyor ve kazanıyor. Tek başınayken meydan okuduğu o süper güçleri yıkıyor, saraylarını başlarına geçiriyor. Muhammed (SAV) diyor! Sonuç belli, Musa’nın denizleri yardığı topraklarda, bugün Firavunlar, Mursileri katlediyor. Yüreğimiz yanıyor ama hedefimiz şaşmıyor. Elindeki tek şehri, müşriklerden korumak için hendek kazıp, taş kıran Peygamber (SAV) içinde bulunduğu zor durumdan hiç şikayet etmeden, etrafında bulunan birkaç sahabeye, dönemin süper güçleri olan Bizans ve Fars imparatorluklarının müjdesini veriyor. Hiçbir dünyalık gösterge bunu olabilir karşılamıyordu. Ama O dediyse oluru vardı ve oldu. Bugün Muhamammedlere kıyıyorlar. Ama bugün yeni Muhammedler doğuyor! Şunu çok iyi biliyoruz ki bir gün bir Muhammed çıkacak ve devrimin kralını yapacak! Firavun, Nemrut, Bizans, Kisra, hiçbiri ayakta kalamayacak. O sarayları yıkmak için Sümeyye ve Yasir şehit olmuştu. Musab kendini feda etmişti. Peygamberimiz(SAV)’in amcası Hz Hamza… Şehit vermeden olmuyordu. Lakin siz ona inanır ve güvenirseniz, mutlaka, denizleri yaran, ateşleri söndüren, zalimleri susturan biri çıkıyordu. Sayıya takılmayın, 1 kişi yeter. Bu iş, 1,5 milyar kişinin yapacağı iş değil. Tek bir kişi çıkacak ve bunu yapacak. Dünyanın her tarafına dağılan, Firavun, Nemrut ve Ebu Cehil tohumlarını toplayıp, tarihin çöplüğüne gömecek. Şehit Mursi gibi kahramanlar da Hz, Hamza’ya misafir olacak, Hz Musa’ya selam edecek, Hz Muhammed (SAV)’in arkasında saf tutacak inşallah. Zalimler için yaşasın cehennem.