Kim ne derse desin futbolun adaleti yok arkadaş! Tek kale oyna, rakibine nefes aldırma, onca gol pozisyonu yakala ama galip gelme. Bazen “olmuyorsa olmuyor, yapacak bir şey yok” deriz ya işte öyle bir maç.
Bunca zamandır hiç bu kadar sinirlenerek yazı yazdığımı hatırlamıyorum.
Elim titreye titreye klavyeye dokunuyorum. Böyle bir şey yok dersem emin olun abartmış olmam.
Maçı izleyenler zaten ne dediğimi anlarlar. İzlemeyenler de birazdan yazdıklarımı okuduklarında bana hak verecekler.
Petrolspor ikinci yarıya malumunuz Sandıklıspor’u deplasmanda farklı yenerek başladı.
Bu galibiyette yeni transferlerin imzası olduğunu geçen hafta altını çizerek belirtmiştik.
Bu hafta ise rakip yine dişimize göreydi. Puan sıralamasında 2 puan üstümüzde olan İstanbul Temsilcisi Çatalcaspor.
Yarı devrenin ardından futbola hasret kalan Batmanlılar yeni transferleri ile birlikte yeni Petrolspor’u merak ediyordu.
Hem bu düşünce ile hem de takımını desteklemek için kapalı tribünleri doldurmuşlardı. Neyse, yerlerimize oturup maçı izlemeye koyulduk. Maçın seyir zevki o kadar üst seviyedeydi ki dakikaların nasıl geçtiğini anlamıyorduk.
Yeni transferlerin Petrolspor’a nasıl hava kattığını hep birlikte gördük. Topu ayağında tutan, pas yapan, pres yapan bir takım görünce işte bu dedik. Solda Mehmet Yılmaz, sağda Tolga Yıldızın bindirmeleriyle kanatlar uçmaya hazırdık adeta.
Orta alanda yeni transferlerden Veysel Kılıç bir futbolcunun yapması gereken her şeyi yapıyordu.
Şık çalımları, top tutuşu, driplingleri, hücum hattına gönderdiği gollük paslar ve daha fazlası. Öte yandan her hafta mutlaka yazımda yerini bulan Sabahattin Usta.
Tribünleri heyecanlandıran akıl dolu çalımları, müthiş asistleri ile tam bir maestro.
Hücum hattında yeni golcümüz Habip Uzun.
İlk maçında galibiyeti getiren gollerin perdesini açan adam. Hava hâkimiyeti ve tekniği iyi. Bu hafta şansız birkaç pozisyon yüzünden mutlak gollerden oldu. Ama ilerleyen haftalarda nasıl biri olduğunu hep birlikte göreceksiniz.
Bu yazımı okuyanlar “bu kadar şey yazdın takım neden kazanmadı ya da puan sıralamasında neden bu durumda?” diyebilir.
Emin olun öyle pozisyonlar kaçtı ki saç baş yolmaktan kel olduk. Dişimizi sıkmaktan diş etlerimiz kanadı. Bağırmaktan sesimiz kısıldı.
Özellikle ikinci yarıda, direkte patlayan toplar, müthiş organizasyonlarla kale dibine kadar getirilen ama şansız bir şekilde zayıf dokunuşlardan dolayı kaçırılan goller, kalecinin ve savunmanın üstüne giden şutlar.
Hele Muhammed Kalkan’ın kale ağzında yakaladığı iki pozisyon var ki inanamazsınız.
Bir de Habip Uzunun kalenin dibinde topa dokunuşunda gol diye ayağa kalktığımız 90+1.dakikadaki o anlık kâbus. “Yok böyle bir şey” diye tüm tribün koro yaptı.
Emin olun tüm maç boyunca Süleyman’ın sadece bir kurtarışı oldu.
Zaten onun dışında top bile uğramadı ona. O soğuk havada ısınmadan maç bitti.
Böylesi bir karşılaşmadan galip gelmemek kadar kötü bir şey olmasa gerek. Futbol şansının yanımızda olmadığı bu müsabakadan golsüz beraberlikle ayrıldık.
Bize artı kalan tek şey seyir zevki ve heyecanı maksimum bir karşılaşmayı izlemek oldu.
Maça gölge düşüren iki hususa da yer vermeden geçmek istemiyorum.
Birincisi Çatalcaspor’lu futbolcuların zamana yönelik anlamsız sakatlık taktiği, ikincisi de 16 Mayıs Şehir Stadının zemini.
Yağan kar ve yağmurlardan sonra iyice yumuşayan zeminin patates tarlasını bile geçen hali. Futbolcuları bayağı zorlayan bu zemin belki de galibiyetimize mani olan unsurlardan biri olarak da görülebilir.
Öyle ya da böyle bir haftada böyle geçti. Futbolun Adaleti yok derken haklı olduğumu anlamışsınızdır. İlk yarıda kaybedilen şansız puanlar olmasaydı eminim ki bu yeni Petrolspor yukarıları zorlardı.
İkinci yarıya damga vuran takımların başında geleceğine inanıyorum. Benim gördüğüm ve hissettiğim bu. Bakalım haklı çıkacak mıyım? Bekleyelim ve görelim…