Korona en çok garibanları vurdu. Hele hele bir de bir insan hem gariban hem de engelliyse daha çok pandemiden etkilendi. Hem engelli hem de gariban olan gazetemizin namı değer muhabiri Osman’ı sanırım duymayan tanımayan yok Batman’da. Çünkü sadece muhabir değil, gazete dağıtıcısı, halkla ilişkiler sorumlusu ve hatta hepimizin moral kaynağıydı. Hani şu rahmetli sanatçı Müslüm Gürses’e benzeyen, esmer tenli, kıvırcık saçlı Osman’dan söz ediyorum. Meşhur fotorunu giyince de gelmiş geçmiş en büyük devrimci Ernesto Che Guevara’ya benzetiyorlar onu. Tabi en çok da muhabir olarak tanınıyor. Adliye, hastane ve esnaf muhabiri olan Osman, not tutmayı pek sevmezdi. Her şeyi hafızasına ya kayıt ederdi ya da fotoğrafını çekerdi. Yazı yazmayı ve not tutmayı hiç sevmezdi. Örneğin birinin ismini yazması gerektiğinde ya kimliğinin veya da makam sahibiyse isimliğinin fotoğrafını çekerdi. Her sohbete oturduğumuzda habere giderken nasıl da haber olduğu ile ilgili ilginç olayları anlatıyordu bize. En ilginç olayı ise kuşkusuz morg haberiydi. Bürgün kazada ölen biri ile ilgili fotoğraf bulmasını ister gazete yönetimi. Bu tür durumda kullanılacak fotoğraf ise eski bir fotoğraf olarak tercih edilir. Fotoğrafsız döndüğü az görülmüştür Osman'ın. Bu yüzden ne yapsa ne etse ölen kişiye ait bir fotoğrafı mutlaka bulurdu. Bir gün kazada yaşamını yitiren biri ile ilgili fotoğraf bulmak için tüm yolları dener ama bir türlü maktule ait bir fotoğraf bulamaz. Son çare olarak, morgda maktulün fotoğrafını çekmeyi kafasına koyar. Bir yolunu bulup görevlilerden gizli şekilde hastanenin morguna girmeyi başarır. Morgda sedyeler üzerinde otopsi bekleyen üstü örtülü ölülerin yüzünü teker teker açıp, orta yaşlı maktulü bulup fotoğrafını çekmeye çalışırken birden morgun kapısı üzerine kilitlenir. Bir süre kapının açılacağını umutla bekler. Ancak ne gelen ne de giden olur. Dondurucu morgda Osman’ın dişleri soğuktan şakırdamaya, vücudu tir tir titremeye başlar. Bulunduğu zor durumdan kurtulmak için telaşla gazetenin genel yayın yönetmeni Hatice Türkan’ı telefonla arayarak yardım ister. Telefonun diğer ucundaki Osman panik içerisinde “morgda hapis kaldım, donarak ölmek üzereyim” diye yardım talebinde bulunur. İşte böyle sıradışı bir muhabirdi Gariban Osman. Onun gazetedeki yeri bir türlü doldurulamıyor. İşini aşkla ve severek yapan o muhabir bir yıldır korona tedbirleri çerçevesinde adeta eve hapsolmuş. Zaman zaman kendisi ile görüşüyoruz. Evden çıkamadığı için çok zor günler yaşıyor. Bizleri ve gazetenin okuyucularını çok özlediğini söylüyor. Haberleri ile bir zamanlar sürekli gündem oluşturan Osman en çok da unutulmaktan korkuyor. Oysa onu ne biz ne de okuyucular hiç unutmadı. Unutmadığımızı ona hissettirmek için onu aradım, sağlığı ve morali yerindeydi. Osman'ı unutmamanız ve sağlığı ile ilgili güzel haberi almanız için kaleme aldım bu yazıyı.