Barbar İsrail’in kural tanımayan vahşi saldırıları, yüreğimizi dağlıyor.
Hız kesmeyen bu saldırılar karşısında tüm dünyanın içinde bulunduğu sessizlik ve çaresizlikten ötürü insanlığımızdan utanır olduk.
İsrail bombaları ile Filistin’de sadece binlerce çocuk ölmedi, insanlık da ölüyor.
Filistin Halkına yönelik saldırı, radikal İslamcı bir örgüte yönelik yapılıyormuş gibi ABD ve İsrail Devletleri tarafından kategorize edip meşrulaştırılmaktadır.
ABD'nin IŞİD’le savaştığı görünümü veriliyor, Gazze’de sivil ve savunmasız halka karşı yapılan saldırı.
Dünyaya en çok masum insan kanının eline bulaştığı İsrail ise kendi topraklarını savunan haklı bir güç olarak gösteriliyor.
Oysa oyun içerisinde oyun var.
Yıllardır Gazze kuşatma, zulüm ve baskı altında.
Gazze Halkı yıldırılıp sindirilmek yok edilmek isteniyor.
Ne Filistin Halkını yer yüzünde savunacak bir güç var ne de tüm dünyaya bu dramı anlatacak ve yerinden oynatacak Yasar Arafat gibi bir liderleri var.
Bu savaşta devletin temsilcisinden ziyade silahlı örgütler daha çok ön plana çıkarılmaktadır.
Sürdürülen kirli savaşta Filistin Devleti ve Halkı kavramı yerine, Gazze ve örgütlerinin isimleri daha çok öne çıkarıldı.
Oysa bu sorun Filistin gibi kadim bir devlet ve onurlu bir halk ile insanlık meselesidir.
Tabiki Filistin bir islam ülkesidir ve o topraklar tüm İbrahimi dinlerin olduğu gibi İslam Dininin de kutsalıdır.
Ancak Filistin meselesi her şeyden önce insani bir meseledir.
İnsanım diyen herkes bu savaşa karşı çıkmalı, mazlum halka sahip destek olmalıdır.
Görüşü, dini, ırkı ne olursa olsun Filistin Halkının yaşadığı dramı ve İsrail’in zulmünü görmezlikten gelen kim olursa olsun, insanlıktan nasiplenmemiştir.
İsrail’e karşı protesto etkinlikleri ve Filistin’e yönelik yardım kampanyalarını sadece İslami STK’larla yapmak da yanlıştır.
1967 yalından bu yana alevlenen ve hiç bitmeyen İsrail saldırıları süresince din ve ideolojik ayırım yapılmaksızın Filistin Halkının meşru mücadelesi sayesinde Filistin Devleti kuruldu.
1970'li yıllardan sonra Türkiye'den binlerce vicdan sahibi sağcı, solcu, Kürt, muhafazakâr, devrimci Filistin ordusu saflarına katıldı ve bu uğurda aralarında can verenler de oldu.
Dolayısı ile Filistin Halkının meşru ve haklı davası, sadece ayak üzerinde kategorize edilmemelidir.
Filistin Halkının mücadelesi her devletin ve her milletin davası kadar meşru ve insanidir.
Barbar İsrail’i durdurdurmak için daha çok dayanışmak gerekir, işin gerçek yüzünü dünyaya göstermek gerekir.
İsrail Devleti canlı yayında dünyanın gözü önünde savaş suçu işliyor, katliam ve soykırım yapıyor.
Bu dünya tarihindeki en büyük insanlık suçlarından biridir.
Bu katliamı durdurmak için canlı kalkan yöntemi ile Gazze’yi İsrail ordusuna karşı ablukaya almak gerekir.
İsrail’in kendini korumak için demir kubbesi varsa Filistin Halkı için de canlı kalkanlardan oluşan bir kubbesi olmalıdır.
Dünyada barışı sağlamakla görevli Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri,
Tüm İslam ve Emperyalist olmayan ülkelerin başkanları, her devletten, her milletten, her inançtan, aydınlar, yazarlar, sanatçılar, insan hakları savunucuları, İsrail'in ablukası ve bombardımanını durdurmak için hemen şimdi Gazze'ye akın etmeleri gerekir.
Gazze ve Filistin'e bedenleri ile canlı kalkanlardan kubbe yapmalılar.
Gazze bir insanlık sorunudur. Meseleye bu çerçeveden bakmak gerekir ve acilen harekete geçilmelidir.
Bu savaş durdurulmazsa 3. dünya savaşı başlayabilir.
Bir üçüncü dünya savaşı, başta Ortadoğu'yu olmak üzere dünyayı kan gölüne dönüştürebilir.
Bu da kıyametin kopuşu demektir.
Bu yüzden Gazze’deki dramı bir an önce canlı kalkan yöntemi ile durdurmak gerekir.
Barbar İsraili ancak bu şekilde durdurmak mümkündür.