Coğrafyamızın kaderi; savaş, kaos ve huzursuzluk mudur? Bu coğrafyada yaşayan insanların bu huzursuzlukların, savaşların ve kaosların oluşumunda payı yok mudur?
Tarih tekerrür ediyorsa bu tekerrürlerin oluşumunda; tecrübe almak, tedbir almak, düşünmek ve sorgulamak gerekmiyor mu?
Irak’ı güya Saddam’dan kurtarıp Demokrasi getireceğini vaat edenler; kan, gözyaşı, çatışma ve kaos getirdiler. Halkı tahkir, haysiyet ve şerefi gasp ettiler.
Suriye’yi tarumar ettiler, göç ettirdiler. İnsanlar ülkelerinden kaçınca perişan oldular, kimileri denizde boğuldu, evsiz barksız gurbette aç biilaç yaşamak zorunda kalanlar oldu.
Evleri yıkıldı, çocukları öldü. Ülkelerini terk etmeyenler öldü, terk edenler hor görüldü. Dilenmek zorunda kaldılar, çöp toplayıp satmak zorunda kaldılar.
Filistin’de işgal edilen ülkelerini savunmak için savaşanlar ayrıştırıldılar, bölünmeye çalışıldı. Onlarca yıl mülteci kamplara sığınmak zorunda kaldılar.
Mülteci kamplarındaki çadırlarda yokluk içinde dahi rahat bırakılmadılar. Çadırlar içinde yakıldılar. Bebek, çoluk ve çocuk demeden insafsızca ve hunharca katledildiler.
Yetmedi Lübnan’ı tarumar etmeye çalışıyorlar. Milyonlarca insan göç etmek zorunda bırakılıyor. Evleri, mekânları bombalar altında enkaz haline getiriliyor.
Şimdi de İran’a saldırı peşindeler. İran halkına “Sizi mollalardan kurtarıp, refah ve demokrasi getireceğiz!” diyorlar. Biz sizin refahınızı; Irak’tan, Suriye’den, Filistin’den vs biliyoruz.
Akabinde sıra Türkiye’ye gelecek. Türkiye’de ayrıştırma yapıldı. Halen kışkırtma, provokasyon ve ayrılıklar depreştirilmeye çalışılıyor.
Bu topraklarda yaşayan; Türk, Kürt, Arap, Çerkez vs her ırkın, Alevi, Şii, Sünni her mezhebin bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenmesi gerekiyor.
Eğer geçmişte ve halen Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Lübnan’da yaşanan sıkıntıları ve ölümleri tecrübe etmezsek aynı şeylerin başımıza gelmesi mukadderdir.
Türkiye gemisinde yaşanan bizler; provokasyonlara, tahriklere ve kullanılmalara gelirsek sonradan pişmanlık yaşarsak da gözyaşlarını, kanı, ölümleri ve yıkıntıları engelleyemeyiz.
Bizleri içeriden birbirimize kırdırarak, ayrılıklarımızdan faydalanarak kullanmaya çalışıyorlar. Bizleri bir aparat olarak kullanıp sonra bir kenara fırlatmak istiyorlar.
Kendilerini üstün ırk ve üstün din sahibi görenler gözü dönmüş bir şekilde “Arzı Mevud” hayalini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Bu hayallerini gerçekleştirmek adına bugüne kadar adım adım ilerlediler. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi güçleri birer sopa olarak kullanıyorlar.