Bir milletin geleceği gençliktir.
Bir milletin gençliğine bakıp geleceği hakkında tahminde bulunabilirsiniz.
Bazen, çağımızda; neden ünlü bir şair, bir ozan örneğin bir Yunus Emre bir Âşık Veysel bir Necip Fazıl Kısakürek çıkmaz diye düşünürüm.
Bazen, çağımızda; neden yüzyıllardır eserleri konuşulan bir Mimar Sinan çıkmaz diye düşünürüm.
Bazen, tıp alanında verdiği eserleri hala okutulan ünlü Âlim Farabi gibi, bir İbni Sina gibi birileri içimizden çıkmaz diye düşünürüm.
Hakeza, ismini her ne kadar Aristo, Hegel, Platon gibi bilmesek ve zikretmezsek de bir İbni Haldun neden yetişmez?
Çıkmaz, çünkü günümüzün gençliği ile bu tür mimarların, sosyologların, âlimlerin, tıp uzmanlarının çıkması maddi gerçekliğe zıttır.
Çıkmaz, çünkü okuyan bir gençlik yok, üreten bir gençlik yok, düşünen bir gençlik yok.
Çıkmaz, çünkü vurdumduymaz ve sorumsuz bir gençlik var.
Tarihinden bihaber, kendinden bihaber bir gençlik var.
Çıkmaz, çünkü idealist bir gençlik yerine; maddeperest, hazzın kullu, gösterişin kölesi, zevkin esiri bir gençlik yetişti.
Kulağında kulaklık, elinde telefon, etrafına duyarsız, gamsız ve kedersiz bir gençlik ile Ümmetin geleceği nasıl şekillenecek?
Fatih’in 21 yaşındaki fethine, Sellahadini Eyyubi’nin Kudüs’ü fethine bu gençlikle mi talip olacağız?
Biz bu gençlikle bırakın fetihlere talip olmayı işgallere dahi karşı koyamayız.
Beyinleri ve kalpleri işgal altında olan gençliğimizi kim işgal altından kurtaracak?
Bizler gençliğimize örnek olamadık.
Farkındalık oluşturmadık, ellerinden tutmadık, nasihat vermedik.
Bizler Fatih’e, Sellahadini Eyyubi’ye, Bediüzzaman’a, Farabi’ye, İbni Sina’ya, Mimar Sinan’a layık olamadık.
Bizler gençlerimizin gençliğinin çalınmasına ve gençlerimizin kaybolmasına seyirci kaldık.
Bizler anne ve baba olarak suçluyuz.
Bizler, maddeci, duyarsız, sorumsuz, içi boş, dışı hoş anlamsız “kofik bir gençliğin” oluşmasına katkı sunduk