“Aşkı ilk defa yaşamak gibi, denizi ilk defa görmek gibi, Dostoyevski’yi keşfetmek de insanın hayatında önemli bir tarihtir.”
-JORGE LUIS BORGES
Okuduğum zamanı ve kaç yaşlarında olduğumu bile hatırlamıyorum.
Lakin şu pandemi günlerinde kaç tane kitabı birden fazla okuduğumu da hatırlamak hayret verici.
Öteki’de tekrardan okuduğum bu kitaplar arasında idi.
Tolstoy’un da dediği gibi; klasikler üç defa okunmalıdır.
1. Gençlik
2. Orta yaşlılık
3. Yaşlılık
Ben ikisini tamamladım ya siz?
…
Gelelim romanımıza;
Romanı okurken ilk başlarda karakterin psikolojik sorunlarının olduğu hissediliyordu.
İlerisi ise hayret vericiydi.
Dostoyevski anlatımıyla karakterin psikolojisini okuyucuya öyle birebir yansıtıyor ki Bay Golatkin’i anlama şansını açık bir şekilde hissettiriyordu.
Karakterin davranışlarını açıklamadan, çevresindekilerin tepkilerini göstererek okuyucuyu da Golatkin kadar bir bilinmezin içine alıyordu.
Bu yazım da kitabı okurken ilginin Bay Golatkin üzerinde kalmasını sağlıyordu. Dostoyevski’nin kendine benzettiği karakteri ile mücadele eden bir hastalığı bu denli güzel anlatmasını büyüleyici bir tarz olarak görüyorum.
‘Kuş, avcıya doğru uçar’ derler. Bu doğrudur Ama bu mesele ama avcı kimdir, kuş kim? Problem bu işte – Öteki
…
Kendini yok etmeye çalışan benzeri ile sürekli çatışma içinde olan bir var olma mücadelesi. Bazen ikiziyle dost olmak isterken bazen de nefret duygusuyla bir şizofren durumu ortaya çıkıyordu.
Yani Öteki tedirgin edici oluyordu.
…
Dostoyevski’nin Öteki'nin toplumsal yapısını ve öznenin bölünmüşlüğünü tam yüz yıl önce Bay Golatkin ile ortaya koyması inanılmaz bir olaydır. Kendi egosunu ise, Öteki adı altında sorguladığı bir varlık olarak ele almaktadır bu kitapta.
Hepimiz sanırım ayna karşısına geçtiğimizde kendimizi düzeltiriz, ya da kendimizi düzeltmek için bakarız aynaya.
Ben bazen “Gülümse suratsız” da derim kendime.
Ama Dostoyevski öteki ile aynaya bak, kendini bul diye bir sonuca bağlamıştır hikâyeyi.
Kendisini bulmaya çalıştığı bu kitapla ruhsal gerginlikleri, içsel çatışmaları olan, varoluşsal sancılar çeken birisidir.
Öteki bir başyapıttır benim için.
Kitabı okurken gerçekten insan kendini sorguluyor.
Hatta bittiğinde derin bir nefes alıp “Golatkin neredesin” diye seslenip bir cevap beklemelidir diye düşünüyorum.
Aslında hepimizin içinde bir öteki Golatkin vardır.
Ve öteki ağır ağır içimize işlemektedir.
Dostoyevski’nin şu sözüyle konuyu bitirmek istiyorum;
…insandaki insanı bulmaya çalıştığım için, psikolog diyorlar bana: Bu doğru değil, daha yüksek bir anlamda gerçekçiyim sadece, yani insan ruhunun tüm derinliklerini resmediyorum.”