Kafaya takmışlar, “Esentepe’ye görkemli bir cami yapmak istiyoruz” diyorlar.
Görkemi kalbinde, gönlünde, erdeminde bulamayanlar “inadım inat” diyor, içimde yeşertemediğim görkemi, kesip katledeceğim ağaçların ölü bedenleri üzerine kuracağımız camiyle göstereceğiz.
Esentepe’ye yapılacak bir camiye ilişkin tartışmalarda, o tepeye cami yapılmasına karşı çıkmak, cami karşıtlığı gibi algılanabilir diye insanlar itirazlarını dillendiremezken, o tepeye cami yapılmasını inada dönüştürenler ne diyor diye bakayım dedim.
Şehrin manevi havası ve sembolü olacakmış.
“Özellikle yeni yerleşim yeri bulunan mahallelerde…” diyorlar ama Esentepe ve çevresine yerleşen kimse yok, yerleşim yeri yok.
Batman’ın dindarlığını yansıtacakmış… Hangi dinin dindarlığı İslamiyet’se eğer bu, siz yanlış anlamışsınız. Görkemli ibadethaneler kültürü İslamiyet’te değil Hıristiyanlıkta var. İslamiyet, dindarlığında gösterişten uzak bir sadelik, yalınlık ve tevazu barındırır.
“İnsanlarımızın rahat bir şekilde gidip…” diyorlar ama sanırım aracı olmayanları insanlarından saymıyorlar. Yoksulu kendilerinden görmüyorlar. Yoksa düşünmezler mi evinden, işinden gelip o yokuşu yaya çıkacak kaç yaşlı baba ve dedemizin ayaklarında derman var?
Böyle bir cami lazımdır. Doğru öyle bir cami lazımdır ama oraya değil.
Yerleşim yerlerine lazımdır, tepelere değil düzlüklere, zaten yoksulu olduğumuz yeşil alanlarımıza, üç beş ağacımızın öldüreceğiniz bedenleri üstüne değil henüz yeşillendirmediğiniz ve betonarme yapılara rezerv ettiğiniz yerlere lazımdır.
Bize, ancak zenginlerimizin, kentin protokolünün, aracı olanların gidebileceği cami lazım değil.
Bize kentin en yoksul mahallelerin, mütevazı camilerinde kolalı omzunu yoksulun omzuna yapıştırıp safları şıklaştıran bir kültür lazımdır.
Böylesi bir dindarlık lazımdır bize.
Din dediğiniz İslam ise dindarlığı budur.
Birincisi yetmedi de ikinci protokol camisi mi olacak Esentepe’ye yapılmasına çalışılan cami. Birincisini söylemeye gerek yok (Bakınız şehrin ekâbiri her Cuma nereye gidiyor.)
İçişleri Bakanlığı, 81 ilin Valisine gönderdiği genelgeyle, her ay düzenli olarak vatandaşlarla bir araya gelmeleri talimatını verdi.
Düşünün ki Vali ve şehrin diğer idarecileri, her Cuma Namazını farklı bir mahalledeki farklı bir camide kılıyor.
O zaman yukarıda zikrettiğim İçişleri Bakanlığının talimatı da yerine gelmiş sayılmayacak mı?
Bununla beraber talimat dâhilinde de Valinin yapacağı görüşmeler muhakkak olacak ve gayrimüslim olanların ya da camiye gitmeyen ya da gidemeyenlerin nabzı da bu görüşmelerde ölçülebilecek.
Bir dostum diyor ki “camilerimiz kirden, pasaktan geçilmiyor ki, çorap kokusu da cabası…” “Olsun” diyor “görkemli, bakımlı, temiz camilerimiz olsun” diyor.
O da biz Müslümanların ve yukarıda bahsi geçen dindarlığımızın ayıbı.
Eğer büyük büyük fonları şehrin bilmem neresine yapılacak bir iki görkemli camiye ayırıp da protokolü halktan koparırsanız.
O protokolün ne yönettiği halktan haberi olur ne de ayak kokularından.
Bir iki bakımlı ve görkemli cami yapmak yerine, bütün camilerimizi en küçük mahalle camisine kadar, bakımlı, düzenli temiz kılsak diyorum…
O camiye harcanacak paranın diğer camilerin temizlenmesi ve geliştirilmesine ayrılması daha iyi olmayacak mı?
İnsanlar ne der diye görkemli camiler yapmak yerine Allah ne der diye o israftan kaçınmak gerekmez mi?
Özetle Esentepe’ye yapılması istenen cami için otopark ve yol genişletmeye ihtiyaç olacak ve bu kentin bütün çocukluğunun Esentepe’sini ve ağaçlarını katledecek.
Bir cami üzerinden toplum gerilecek ve bu zaten bitmeyen kamplaşmalarımıza bir yenisini daha ekleyecek.
Batman Çevre Gönüllüleri Derneği konuyla ilgili güzel bir açıklama yapmış açıklamanın sonunda “Geçmişte farklı sivil toplum örgütleri ile meslek odalarının hazır bulunduğu platformda Batman eski Devlet hastanesinin çevre yolu kenarındaki alanda yapılacak büyük bir cami konusundaki sağlanan mutabakatı uygun görüyoruz.Batmanda İlla daha görünür bir yere Camii inşaa edilmek isteniliyorsa bunun için İluh tepesini özellikle öneriyoruz. Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamına alınacağı belirtilen İluh mahallesinin en yüksek yeri görünürlük açısından ve işlevsellik açısından en uygun yerdir. Ayrıca Emekli konutlarının inşa edildiği veya Yaşar Kemal Kent Ormanı bitişiğinde belediye su depolarının de olduğu (Keltepe) alanında alternatif alanlar olabileceğini belirtmek isteriz”
Doğru bir tespit olduğunu düşünüyorum. Mesele camiye karşıtlık değil, yerine karşıtlık. Birileri bunu saptırmasın lütfen...