Kış uykusuna dalan ve derin bir uykuda olan, hatta bu uykudan hiç uyanmayan, uyanmak da istemeyen (RTÜK)’ün bu durumundan faydalanan sanatçı kılıklı bazı ahlaksızlar 78 milyon insanımızın izlemesi için diziler yapıyor. İyi olanlara, toplumun inanç ve törelerine, ahlaki yapısına sadık kalanlara ve dikkat edenlere sözüm yok, onları istisna olarak kabul ediyorum.
Gelelim kanı bozuk olanlara ve yaptıkları dizilerin ortak paydalarına. Her dizide mutlaka içki var. Zina ve tecavüz, taciz var ve bunlar son derece normalmiş gibi gösteriliyor.
Genç kız çocuğu, sözlü, nişanlı veya evli olmadığı halde çıktığı ve beraber olduğu erkek arkadaşını ailesiyle tanıştırıyor. Evde rahat etmeleri için odalarına çekiliyorlar.
Bu dizi nerede çekiliyor? Türkiye de!
Kime izletiliyor? Müslüman halka veya tüm topluma!
Oysa Türk toplumu Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı vermiş bir millettir.
“Zehri altın tas içinde sunarlar” misali adına aşk denilen namussuzluğun alası, topluma, gençlerimize normalmiş gibi sunuluyor, servis ediliyor.
Erkekliği yerle bir ettirerek GAY’lar, Homoseksüeller presente ediliyor. Kahraman veya sevimli gösteriliyor. Dizilerde fuhuş var. Cinayetler var. Kaçırmalar var.
Amcasının karısını yoldan çıkaranlar var. Oysa Amca, baba yarısı demektir. Yengesi ile yatıp kalkmalar... Neler var neler?
Sözün kısası Allah’ın tüm yasakları, dinimizin ret ettiği ve günah saydığı her eylem süslenerek ve makyajlanarak, günah değilmiş gibi servis ediliyor, son derece normalmiş gibi gösteriliyor.
Bu sahneler dramatize edilerek, insan onurunu, kişiliğini, inancını ve ar duygusunu hiç sayan bu zehirli düşünceler, rezalettir ve ahlaksızlıktır.
Kılık kıyafet özgürlüğü kılıfı altında çıplaklık var, aşırı makyaj var. Kadının namus ve ar duygusunu sarsan her nevi kötülük var. “Bunlar toplumu, bireyi, kitleleri yoldan çıkarıp, başka başka yollara saptırmak için dantel dantel örülmüş birer proje mi?” diye düşünmeden edemiyorum.
Aklıma rahmetli Edward Said Hava geliyor. Oryantalizm kitabının arka kompozisyonunda Batılılar ve Siyonist akımı şöyle ifade ediyordu.
-Oryantalizm Kitabından Alıntı.-
“Biz onları güç kaynakları olan kutsal Kitaplarından, son Din olan İslam’dan, en erdem inanç ve ibadetlerinden çeşitli çalışmalarımızla; moda, fuhuş, alkol, kumar, özenti batılılaşma vs. ....’larla özlerinden, dallarından, en önemlisi de köklerinden uzun yorucu çalışmalarla uzaklaştırdık. Şimdi o şark ülkeler birer bakir topraklar gibidirler artık o topraklara ne eksek onu biçeriz”
Edward Said Hava, Filistin kökenlidir, Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçiş yapan, açıkçası Allah’ın hidayet verdiği bir yazar, bir düşünürdü.
Amerika’da eserleri “Best Seller”, “En İyi Satan” bir kardeşimizdi.
New York’ta onunla tanışmış, ayaküstü minik bir sohbet yapmıştık.
Şu an itibariyle halkımıza, din kardeşlerimize el-ikram edilen dizilere, konularına, ana temalarına verilmek istenen mesajlara Allah rızası için dikkat edin ve izlemeyin.
RTÜK’ü kınıyorum.
Yazıklar olsun RTÜK’ e ve üst kurumuna.
Bu halkı, bu milleti ne hale getirdiler ve neler yapmak isteniyor izleyin! Görün! Anlayın! Ve sizler de kınayın “ya da etkilerinde kalıp onlar gibi olun” denilmeli mi? Uyarmamak elde değil.
Kültür emperyalizmiyle, sanat maskesiyle verilen, verilmek istenen dinsizliğe, kültüre bakın ve uyanın. Uyanmakla kalmayıp lütfen uyandırın insanları derim...
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve Sonsöz okurlarımız. Kendi öz kültürünüze sadık kalarak ve koruyarak...