?>

Güneş tutulması

Saadet Demir

3 yıl önce

30 Nisan Güneş tutulması Dünyamıza ve yaşantılarımıza yansıması ele alacağız bu hafta.
30 Nisan 2022 gece saat 23 27 de Boğa burcunda bir güneş tutulması aynı zamanda bir yeni ay gerçekleşecek;
 Gökyüzü bizimle sembollerle konuşur eğer kulak verip dinlemeye istekli olursak!
Bu Güneş Tutulmasının Astrolojik etkileri ne değinecek olursam
19 kasım 2021 de başlayan ay tutulması ile 18 ay sürecek akrep boğa hattında gerçekleşen güneş ve ay tutulması serisinden olan bu tutulma boğa burcunun 10 derecesinde Uranüs gezegeni ile kavuşum halinde gerçekleşiyor olacak ilginç ve bir o kadar da dönüşüm ve değişimleri içerisinde barındıran zamanlara tanıklık ediyoruz, boğa burcu ve akrep burçlarında gerçekleşen tutulmalar esneyemeyen ve değişime uyum sağlayamayan ülke, toplum ve bireyleri zorlayacak nitelikte ben ve benim dediğimiz, sahibi olduğunu sandığımız oluşumlara bir daha bakmamızı gerektirecek olaylar kavramlar hayatlarımıza yansıyabilir.
Zihinsel olarak özellikle gelişim hızının çok fazla arttığı insanlık realitesinin öncelikle zihinde (satrün kova) daha sonra yaşam biçimlerinde (Uranüs boğa sahiplendiğin ve senin zannettiğin şeyler ) zaman zaman uyum sağlamakta zorlandığımız, gerçeklik algılarımızın evirildiği süreçler, bu süreçleri birer fırsat olarak görebilen insanlar şikayet enerjisinden, şükür enerjisine geçebilirlerse kendilerini varoluş amaçlarının ötesine taşıyabilecekler.
Aşağısı yukarıdadır, yukarısı aşağıdadır sözünün açılımı olarak, kökleri yukarda yaprakları dünyada olan ağaç örneği gibi. Enerjiyi alan ve dünyaya veren ve verdikleriyle dönüşümde beslenen evrensel bir insan, olarak bizler ‘an’ da kalabildiğimiz zam ‘an’lar da evrenden kopuk olmadığımızı onunla bir ve bütün olduğumuzu evrenin kalp atışlarını yaşantımızda gözlemleyebileceğimizin şahitleri olabiliriz.
Bununla birlikte kurban bilincini kıramamış bu dünya hayatına uyum sağlamakta zorlanan bilinçler, kendilerine verilen gücü almaya cesaret edemeyen ve inkar eden bu dünya sahnesin de onlara sunulan değerli deneyimler ile dolu olan şu hayatı ‘ben oynamıyorum ne işim var bu oyunda’ diyen çocuklar gibi mızmızlanıp, hayata karanlık tarafından bakmayı alışkanlık haline getirenler ve gerekli dersleri alamayanlar için de hayat onların baktıkları pencereden umutsuz ve hep karanlık kalmaya devam edecektir.
Bu insanlar kültür mühendisliği yapan eğitim, sosyal ve dini kullanarak çeşitli felsefeler üretenler tarafındansanal gerçekliklere hapis edilerek gerçek dünya algısından çok uzaklara taşınır ve bu algılar ile aşılanarakgüdülmeye devam edilirler, kuranı kerimde yunus suresi 100. Ayet ‘ ALLAH aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır ‘ oldukça dikkat çekici, uyarı niteliğindebir mesaj anlayabilen bir toplum için.
Yaşamımız dualite prensibi ile hayat bulur, bu sistemde her türlü faydalı şeyi alıp korumak,faydalı ve faydasız olanın ayırıdını iyi yapabilmek bununla birlikte ‘şu cu, bu cu’ olmak kancasına takılmadan birleşik insanlık realitesinde, kendi merkezimizde sorgulayarak kendi kültürümüze yabancılaşmadan özgür ve özgün bir şekilde ben bilincinden biz bilincine geçebilmeyi öğütlüyor bizlere gökyüzü oluşumları.
İnsan hareketlerinin (satrün kova) ve doğa olaylarının artarak devam edeceği, göçlerin artacağı gıda krizlerinin yaşanacağı (uraüs boğa) astrolojik olarak bu göstergelere sahip olsakta bu enerjileri dönüştürebilme gücümüzde var.
Dünya kaynakları konusunda bilinçlenip, verimli kullanabileceğimiz bir potansiyele ulaşabilirsek, bütün insanlığı onlarca kat besleyebilecek kaynaklarımız mevcut, fakat algı oyunları ile otorite konumunda ki gücü elinde tutan ve bunu insanlığın faydasına kullanıyormuş gibi yapan perdenin arkasında ise gücü kaybetmekten korkan merkezi yapılar kıtlık, yokluk ve hastalık kavramlarını sürekli gündemde tutarak zihinleri zehirlemeye devam ediyorlar, nitekim uluslararası çok önemli Gıda tedarikçisi iki  ülke savaş halinde ve etkilerini hissedebilmekteyiz, bununla birlikte Çin ve Asya'nın en büyük metropolü Şanghay'da yaşayan 26 milyon insan çok sert karantina uygulamasıyla karşı karşıya. Kent sakinleri hastalıktan çok karantinaya alınma korkusu yaşıyor.2021'de dünyadaki salgın koşullarına rağmen 680,27 milyar ABD doları gayrisafi yurt içi hasılası olan Şanghay'da halk, alım gücüne rağmen temel gıda malzemelerine erişimde sorun yaşıyor. Enerji krizi bütün dünyayı etkilemekte bütün bu kaos ortamı yeni dünya düzenine daha hızlı geçilebilmesi için planlanıyor.
Öyleyse şunu sormalıyız kendimize yeni düzen ne! ve buraya nasıl gidilecek?
İnsanların kaos ortamına sokulabilmesi için açlığa ihtiyaç var, bunu bilen kaostan beslenen karanlık taraf, var gücüyle bu korkuyu her mecra dan insanlığa servis etmeye devam ediyor şunu çok iyi biliyorlar ki aç insanların ulaşabileceği potansiyel saldırganlık yırtıcı hayvanlarınki ile yarışabilir.
Bizler ülke olarak sahip olduğumuz bolluk ve bereketi görebilip değerlendirebilmeliyiz.
Bireysel olarak farkındalığı artan ve uyanan insanlar bu karanlıktan beslenen halkları sömüren tarafın sevmediği ve istemediği profiller, bizler önce kendimizi daha sonra yakın çevremizi bu farkındalığa uyandırarak onların bizleri istedikleri gibi gütmesine engel olabiliriz ve bu sorumluluk hepimize ait
Kendinize dönüp şunları sormalıyız;
Kendim için yapmayı ertelediğim şey nedir?

Asıl ihtiyacın olan ne?

Ben neyi özlüyorum ama onun için çaba göstermiyorum?
Kaçtığım şey ne? Neyi yapmak, hangi taşın altına elimi koymak istemediğim için sürekli bahaneler buluyor ve kendimi oyalıyorum?
İdeal bir ortam, ideal insanlar, tam bize göre koşullar, her şeyin pürüzsüz ve engelsiz olacağı bir ilişki, bizi hiç zorlamayan ama çok da tatmin eden bir hayat, HİÇ OLMAYACAK! Biz önümüze çıkanların tam istediğimiz gibi olmadığına dair bahanelerin arkasına ya da bize bir şekilde kolay gelen şeylerin içine sığınıp, kendimizden kaçtıkça, kalbimizin çekirdeğindeki diken hep bir yerden batacak bize…
Hayatlarımızda doğru tespitler yaparak durumları doğru değerlendirebilmek, bize verilen hayatı doğru okumak zorundayız, tedarik zincirlerinde oluşacak sorunları farklı bir bakış açısı ile değerlendirecek olursak yatay da kalıp hizmet bekleme anlayışından çıkıp üretim anlayışına geçebilmemiz için belki de bir mucize olabilir, tamda uzun bir süredir günümüz koşullarında doğru ve gerçek gıdaya ulaşımın oldukça zorlaştığı şu zamanlarda. Birey olarak yaşananları bizim lehimize olacak şekilde uyumlaşabilmek önem taşıyacak.
Şu bir gerçek ki kendini şifalayan toplumu şifalar ; Maide suresi 32. Ayet’ te ‘ Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir kimseyi öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir Kimde bir kimsenin hayatını kurtarırsa ,bütün insanlığı kurtarmış gibidir.’

Sevgilerimle esen kalınız.

Yazılarımda ilham aldığım çok değerli Hocam Ünal Güner ve Değerli Astrolog juno Yıldız gözlemcisi ne teşekkürlerimi sunarım.
YAZARIN DİĞER YAZILARI