Edip Akbayram’ın; “Güzel günler göreceğiz çocuklar” diye bir şarkısı var. Bu şarkı “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” diye devam etmektedir.
Karanlık ve kasvetli günlerden “Güzel ve Güneşli günlere” doğru geçişin emarelerini görüyoruz. Yüzyıllardır beraber yaşamış ve “Et ile Tırnak misali” içiçe geçmiş halkı; inşallah hiç bir oyun, hiç bir tezgah, hiç bir kumpas ayıramayacaktır.
Güzel örnekleri gördükçe aydınlık ve güzel günleri görmemiz daha yakındır diyoruz. Doğusu ve Batısı; Kürt’ü ve Türk’ü ile kenetlendiğimiz günlerdir bu günler.
Bursa Otogarında; Güneydoğu Otobüslerinden inen yolcuların kestane şekeri ve çiçeklerle karşılanması kenetlenme ve kardeşlik için çok güzel bir örnek.
Erzurum Otogarında; Güneydoğu’dan gelip Batı illerine giden Otobüs yolcularının çiçek ve çikolatalarla karşılanması insanlık ve kardeşlik için çok güzel bir örnek.
Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı öğretmen atamalarında tayini Van’a çıkan öğretmenlerin Van’lılar tarafından çiçekler ile karşılanması aramıza nifak sokmak isteyenlere karşı verilebilecek en güzel cevap.
Muş’luların Tokat arabasını Muş’ta durdurup Tokat arabasında bulunan yolculara gül dağıtması Doğusu ve Batısı ile kardeşliğimizi gösteren örnek bir hareket.
Diyarbakır Şeyh Sait meydanında 565 Sivil Toplum Kuruluşu tarafından organize edilip yürütülen “Edi bese- Yeter Artık” mitingi böyle sıkıntılı günlerde birlik ve beraberliğin gösterilmesi adına güzel bir olay.
Özellikle Sivil Toplum Kuruluşlarının Silahlara ve Ölümlere hayır deyip ellerini taşın altına koymaları iyi yolda olduğumuzu göstermektedir.
Bugüne kadar sessiz kalan STK’ların artık sessiz durmayarak olaylara,ölümlere ve silaha hayır diyebilmesi asli fonksiyonlarına döndüklerine işarettir.
En büyük miting ise Ankara’da yapıldı. 14 işçi ve işveren örgütünün öncülüğünde organize edilen “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” yürüyüşüne binlerce insan katıldı. Bu yürüyüşte Doğu’lu da, Batı’lı da vardı. Bu yürüyüşte Kürt de, Türk de vardı.
Bugüne kadar bu kadar kısa sürede Doğusu Batısı ile Kürt’ü ve Türk’ü ile Kardeşliğimizi gösteren örneklerin bu kadar çok yaşandığı bir zaman dilimi yaşanmamıştı.
Doğusu ile Batısı ile Kürt’ü ile Türk’ü ile kardeş olmuşuz, akraba olmuşuz. Diyarbakır’dan Tekirdağ’a gelin götürülmüş, Tokat’tan Diyarbakır’a gelin getirilmiş, Batman’dan Ankara’ya gelin götürülmüş, Batman’dan Trabzon’a gelin götürülmüş, Gümüşhane’den Batman’a gelin getirilmiş, Osmaniye’den Batman’a gelin getirilmiş ve daha nice örneğini verebileceğimiz akrabalık örneklerini yaşamışız. Öyle ise akrabalık ve kardeşlik bağları oluşan halkları kim ayırabilir?