Onuncu yılına giren Suriye savaşı kuşkusuz en çok da çocukların dünyasını karattı.
İçlerinde kapanmayan yaralar açtı.
Bu durumu Suriye’deki iç savaşta Halep ten ailesi ile ayrılmayan 7 yaşındaki Bana Alabed'in tweetlerinden birinde yazdığı “Merhaba Dünya, bugün de hayattayız” mesajı, aslında her şeyi özetliyordu.
Çünkü savaş bölgelerindeki Suriyeli Çocuklar, 10 yıldır her an başına bombaların yaşayacağı korkusu ile yaşıyor.
Savaştan kaçıp komşuluğumuza gelenler de o korku ile yaşıyorlar ne yazık ki.
İçlerinde açılan yara ne yazık ki hiçbir zaman kapanmadı ve kapanmayacak da.
Bir gün özgür ve güvenli bir ortamın dönüşmesi ile memleketlerine dönmenin özlemi ile yaşıyorlar.
Halepli Zeyneb’in “Kuş Olsam Evime Uçsam” sözleri hiç aklımdan çıkmıyor.
Zeyneb bu sözleri söylerken 7 yaşındaydı.
Mesele Suriye ve mülteci çocuklar olunca her seferinde boğazım düğüm düğüm oluyor.
O çocukların sevinçten değil, korkudan ve acıdan minik kalplerinin hızlı atışı ve titremeleri geliyor gözümün önüne.
Hayatlarındaki eksilikler, yüreklerinde kopan parçalar geliyor aklıma.
Bu yüzden herkese kusur gelen, acayip gelen hiçbir hareketleri tuhafıma gitmiyor.
Yaşadığımız şehrin sokaklarında adım başı çaresiz Suriyeli çocuklar çıkıyor karşımıza.
Kimisi dileniyor, kimisi mendil satıyor, kağıt topluyor çoğu, kimisi de trafik ışıklarında cam siliyor.
Burada da hayat onlar için çok zor geçiyor ama en azından kendilerini güvende hissediyorlar.
Nereden geldiği belli olmayan bir bombanın evleri ile birlikte kendilerini de paramparça etme korkusu yok.
Onun dışında yüreklerinde her gün savaş var.
Geçim derdi var.
Gelecek derdi var.
Bu yüzden onları anlayabiliyorum.
Her fırsatta zamanın el verdikçe karşılaştığımda sohbet ediyorum.
Son sohbetim bir kırtasiyeye silikon tabancası almaya gelen Halepli İbrahim ile oldu.
İbrahim kağıt toplayıcılığının yanında bir de okul okuyormuş.
“5 Sınıfa gidiyorum, ülkemde olsaydım şimdi 7 sınıfa gidiyordum” diyor.
İki yılı yitip gitmiş.
Bazen Kürtçe konuşuyor kırtasiyeciyle, bazen Türkçe.
Türkçe ve Kürtçenin yanı sıra Arapça, İngilizce ve biraz da Farsça biliyormuş.
Öğretmeni, el işi dersi için silikon tabancası ve sıvı aparatları karton istemiş.
İbrahim silikon tabancası için sıkı sıkı pazarlığa giriyor, derdi en ucuz silikon tabancasını bulmak.
50 liradan başlıyormuş silikon tabancası, onun ise 30 lirası var.
30 Lira ile el işi için lazım olan tüm malzemeleri almaya çalışıyor.
Ne parasına göre silikon tabancası var ne de onun el işi ödevi için verecek para var cebinde.
4 dil bilen 14 yaşındaki Halepli İbrahim’in o an ki çaresizliği gitmiyor gözümün önünden.
Savaşlara savaştan beslenenlere bir kez daha binlerce lanet getirdim.